31 Aralık 2013 Salı

Geçmişin Gölgesinde


Derek Vinyard, babası zenciler tarafından öldürülen bir Neo-Nazi'dir. Bir gün arabasını soymaya çalışan üç zenciyi acımasızca öldürür ve tutuklanarak hapise gönderilir. Derek, hapiste kaldığı sürede ırkçı düşüncelerini sorgulamaya başlar ve iyilikle kötülüğün her ırkın içinde varolduğunu farkeder. Kardeşi Danny de ırkçı fikirler taşımaktadır ve yaşadıklarından ders alan Derek, hapisten çıkınca Danny'ye doğru yolu göstermeye çalışacaktır.Edward Norton'un başrol oynadığı bu film 98 yıllarındaki Amerika'nın ırkçılık çatışmalarını gözler önüne seriyor.

Eşkıya

35 yıl önce Cudi dağlarında bir grup eşkıya jandarma tarafından yakalanır. 35 yıl içinde eşkıyaların hepsi ya hastalıktan ya da bölgedeki hesaplaşmalardan ötürü can vermiştir. Biri dışında; Baran...Baran 35 yıl sonra hapisten çıkınca ilk işi köyüne dönmek olur. Ama doğduğu topraklar şimdi baraj suları altındadır. Geçmişin izlerini sürmeye başlayan Eşkıya, yıllardır bilmediği bir gerçeği öğrenir. Hapse düşmesine en yakın arkadaşının ihaneti neden olmuştur. Bu arkadaş Eşkıya Baran'in çocukluk aşkını, Keje’yi satın alarak İstanbul’a kaçmıştır. Eşkıya ne İstanbul’u ne de arkadaşının adresini bilmemektedir. Tren'de, Tarlabaşı'nın arka sokaklarında büyümüş, pavyon, kumarhane, uyuşturucu muhabbetinin içinde yaşayan Cumali adlı genç bir adamla tanışır. Onla birlikte İstanbul'a gider ve kendisinin derdinin yanında bir de Cumali'nin derdiyle uğraşmaya başlar. İstanbul ve bu karanlık sokaklar adım adım sevdiği kadın Keje ye yaklaştırır Eşkıya'yı.
Şener Şen'in kariyerinde kendini tekrardan ispatladığı bu film Uğur Yücel'in de güzel bir çıkış yakalamasını sağlamıştır.

Kara Şövalye Yükseliyor

Terörist lider Bane'nin yaptığı gizli planları durdurmaya bu sefer ne Bruce Wayne'nin ne de Batman'in gücü yeter. Kedikadın Selina Kyle'ı da kendi safına çeken Bane, Gotham kentini ve halkını ciddi bir tehditle karşı karşıya bırakacaktır. Ne yerel kuvvetler, ne kahraman Jim Gordon ne de ordu olacakların önüne geçemez. Batman ilk kez kendisinden daha güçlü bir rakibe karşı mücadele verecektir.Yeni karakterlerle zenğinleştirilen senaryo yine sinema severler tarafından tam not almıştır.

Truman Show

Truman çok güzel bir adada yaşamaktadır... Fakat bu ada, Truman dışında her şeyin sahte olduğu bir ortamdır ve doğduğu günden itibaren devamlı olarak seyirciler tarafından izlenmiştir. Truman, bunun hiç farkında olmaz,  ta ki öldüğünü sandığı babasını görene dek.Jim Carrey klasiği olan bu film komedi,dram karışımı olarak bütün sine
ma severlerin tebriğini almıştır.

Yedi

Cinayet masasından iki dedektif bir seri katilin peşine düşer. Bu katil, cinayetleri dünyayı yedi ölümcül günahtan temizlemek için işlemektedir. Bu günahları işleyenlerden bir liste yapan katil, kendini tanrının görevlisi sayar ve kurbanlarını acımasızca öldürür.Brad Pitt'in bir nevi kendini parlattığı bu filmde dikkat çeken performansıyla herkeze kendini tanıtmıştır.

30 Aralık 2013 Pazartesi

Köstebek

Köstebek, Massachusetts Eyalet Polisi’nin şehrin en büyük suç organizasyonunu çökertmek için geniş çaplı bir mücadele başlattığı Güney Boston’da geçiyor. Amaç, güçlü mafya babası Frank Costello’nun (Jack Nicholson) egemenliğine içeriden bir müdahaleyle son vermektir. Güney Boston’da büyümüş olan genç çaylak Billy Costigan’a (Leonardo DiCaprio), Costello’nun çetesine sızma görevi verilir. Billy, Costello’nun güvenini kazanmaya çalışırken, “Güney Yakası”nın sokaklarından gelen bir başka genç polis Colin Sullivan (Matt Damon) da eyalet polis teşkilatında basamakları hızla tırmanmaktadır. Üstlerinin bilmediği şey, Colin’in Costello için çalıştığı ve suç patronunun polisin hep bir adım önünde olmasını sağladığıdır. Her iki adam da, içine sızdıkları organizasyonun planları ve karşı planları hakkında bilgi toplarken, sürdürdükleri çifte yaşamları yüzünden oldukça zorlanmaktadırlar. Ama hem gangsterler hem polisler aralarında bir köstebek olduğunu anlayınca, Billy ve Colin sürekli olarak düşman tarafından yakalanma tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar.
Yine DiCaprio ve yine başarı,bu adam Hollywood'un en başarılı aktörleri listesine girmesini garipsememek gerekir.

Zindan Adası

“Departed-Köstebek” ile Oscar ödülü kazanan yönetmen Martin Scorsese’in yönettiği “Shutter Island-Zindan Adası”nda, Massachussets sahili açıklarındaki bir adada suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği hastanedeki bir katilin esrarengiz şekilde kayboluşunu soruşturmakla görevlendirilen Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve Chuck Aule (Mark Ruffalo) adlı iki polisin baş döndüren hikayesi konu ediliyor.
DiCaprio'nun sadece aksiyon aktör olmadığını gösterdiği bu film insanı gerçekten gerebiliyor.

Sil Baştan


Joel Barish (Jim Carrey)'in eski sevgilisi Clementine (Kate Winslet) yaşadıkları iki yıllık ilişkiye dair tüm anılarını gizemli tıbbi bir müdahale ile kafasından sildirir. Bunu öğrenen Joel çok üzülür ve aynı prosedürü kendi üzerinde uygulatmaya karar verir. Bütün anılarını sildirmek için derin uykuya yattığında, gözlerinin önünden Clementine ile yaşadığı günler geçer. Joel aslında Clementine'i unutmak istemediğini anlar ve müdahaleyi durdurmak için çabalar.
Usta  komedyenin güldürmeden çektiği nadir filmlerden biri ve ayrıca enteresan bir senaryoya sahip.

Sıkıysa Yakala

FBI’ın ünlü “En Çok Arananlar” listesinde yer alan en genç dolandırıcısının gerçek yaşam öyküsü... Frank Abagnale Jr henüz 18 yaşına gelmeden doktorluk, avukatlık ve büyük bir hava yolu şirketinde pilot yardımcılığı yapmtı. Kılık değiştirme ustası olan Abagnale, aynı zamanda son derece zeki bir dolandırıcıydı. 16 yaşındayken başladığı çek sahtekarlığını 26 ülkede sürdürerek milyon dolar çapında dolandırıcılık yaptı. ABD tarihinin en başarılı banka soygununu gerçekleştirdi.
Gerçek yaşam öyküsünden alıntı olan bu film beyazperdeye komedi eklenerek mükemmel bir hale getirilmiştir.

26 Aralık 2013 Perşembe

Kuzuların Sessizliği

Akademiyi başarıyla bitirmiş olan Clarice Starling artık genç bir FBI ajanıdır.Clarice, sapık bir katilin peşindedir.Katilin elinde bulunan bir kadını kurtarmaya çalışmaktadır.Bu katil, kurbanlarının derilerini yüzebilecek kadar psikopat bir sapıktır.Clarice, bu sapığa ulaşma amacıyla, bir başka psikopat olan ünlü Doktor Hannibal Lecter ile yakınlaşmak gerektiği yönünde bir plan yapar.Fakat, Clarice’in Lecter’dan alacağı bilgiler güvenini kazanmasına bağlıdır.
Film, 1992 yılında 7 dalda Oscar’a aday oldu ve en iyi film ve en iyi senaryo uyarlaması dalında ödüle layık görüldü.Bu başarılı yapım, Hannibal Lecter serisinin 1.filmidir ve seride dört film daha yer almaktadır.Serinin diğer filmleri; The Silence of The Lambs(1991), Hannibal(2001), Red Dragon(2002), Hannibal Rising(2007) şeklinde sıralanmaktadır.
O yıl sinema sektörünü altüst eden bu film her açıdan şapka çıkarılmayı haketmiştir.

Buz Devri

20 bin yıl önce, Dünya hiç olmadığı kadar harika ve bir o kadar da tehlikelidir. Buz Çağı'nın başlangıcı kadar tehlikeli olduğu zamanlarsa çok azdır. Gezegenin dev yaratıkları ve daha küçük olanlardan bazıları soğuktan korunmak için güneye göç etmektedirler. Bunlara katılmayan iki kişi vardır. İşleri kendi bildiği gibi halletmeyi seven avare mamut Manfred ve hiç bi şey yapmadan yaşamaya bayılan tembel Sid.
En iyi animasyon komedi filmi olan Buz Devri,bütün sinemacılar tarafından alkış almıştır.

Harry Potter ve Felsefe Taşı

Harry Potter, muggle (büyücü yada cadı olmayan insanlar) amcası ve halasıyla sıradan ve zorluklarla dolu bir hayatı yaşarken, yılanlarla konuşabildiğinin, kızgınlık öfkesi sırasında eşyaları hareket ettirebildiğinin farkına varacaktır. Hogwarts Büyücülük ve Cadılık Okulu'ndan kabul edildiğini belirten mektup ise hayatının sıradanlığını değiştirecektir. Artık o bir büyücü adayıdır.
Serinin başını çeken bu film henüz olgunluğa ermemiş olsada devamını merakla bekleticek durumdadır.

Sihirbaz

Marangoz bir ailenin oğlu olan Eisenheim (Edward Norton), aristokrat bir ailenin kızı Sophia'ya (Jessica Biel) aşık olur; ancak sosyal konumları nedeniyle ilişkilerinin yasaklanması sonucu Avusturya'yı terk ederek dünyayı keşfe çıkar. Eisenheim15 yıl sonra ünlü bir illüzyonist olarak isim yapmıştır; ülkesine döndüğünde eski sevgilisi Sophie Avusturya-Macaristan veliaht prensi Leopold (Rufus Sewell) ile nişanlanmak üzeredir.
Her sahnesini merakla bekliyeceğiniz bu film Edward Norton'un mükemmel oyunculuğuyla farklı bir boyut kazanmıştır.

Truva


On yıl süren ve bir medeniyetin çöküşüne neden olacak savaşı, Truva prensi Paris ile Isparta Kraliçesi Helen'in aşkı başlatır. Paris’in Helen’i kocası Kral Menelaus’tan çalması kabul edilemeyecek bir hakarettir. Aile onuru Menelaus’a yapılan bu yanlış hareketin kardeşi Agamemnon’a da yapıldığını öngörmektedir. Mikene Kralı olarak büyük bir güce sahip olan Agamemnon, Helen’i Truva’dan geri getirerek kardeşinin şerefini kurtarmak için kısa sürede Yunanistan’ın tüm ordularını bir araya toplar.
Mükemmel bir savaş konusu olan ve başrolünde Brad Pitt'in oynadığı bu film gerçek hayattan alıntı yapılarak çekilmiştir.Filmde geçen tahta at olan Truva günümüzde Çanakkale ilimizde bulanmakta.

Kelebek Etkisi

Çocukluğundan gelen korkunç hatıralarıyla mücadele etmek zorunda kalan genç bir adam zaman içinde geçmişe yolculuk yapabildiğini ve olayları değiştirebildiğini keşfeder. Ne var ki her değişiklik hem kendi hayatını hemde çevresindeki insanların hayatını büyük ölçüde etkilemektedir. Üstelik de çoğu zaman beklenenin tam aksine!
Ashton Kutcher'in kariyerin başlarında özenle gösterdiği performansı bu filmde dikkat çekmesini sağlayabilmiştir.

Hababam Sınıfı Tatilde

Okul müdürü, daha fazla para kazanabileceğini düşünerek, Çamlıca Lisesi'ne yeni gelen kız öğrencileri kabul eder. Bu 4 kız, Hababam Sınıfı'na gönderilir. Ancak, kısa zamanda Hababam Sınıfı'nın haylazlıklarına uyum sağlayan kızlar, erkeklere karşı bir savaş başlatır.
Sürekli erkeklerin tuzaklarına düşen kızlar, başlarına gelecekleri önceden öğrenebilmek için erkekler arasında bir ajan aramaya başlar. Okuldan kaçmak için izcilik bahanesiyle Body Ekrem'i kandıran öğrenciler, maç dönüşü karşılarında Mahmut Hoca'yı bulur. Mahmut Hoca'nın cezası ise öğrencilerin bir izcilik kampına gitmesidir.
Ayşen Gruda gibi kaliteli bayan oyuncularında seriye dahil olmasıyla filmin başarısını sürekli katlamayı başarmıştır.

Baba 2

Genç Vito Corleone 1910'larda Sicilya'dan New York'a göç eder. Ailesinin geçimini sağlayabilmek için çeşitli işlerde çalışır ve yavaş yavaş yükselmeye başlar. Michael Corleone ise 1950'lilerde ailesinin işlerini düzenlemek için Las Vegas, Hollywood ve Küba arasında mekik dokumaktadır.
Bu ikinci seride Michael yavş yavaş babasının yerine geçmekte ve bu süreci mükemmel bir şekilde peyazperdeye aktarılmıştır.

Altıncı His


Sekiz yaşında bir çocuk olan Cole Sear karanlık güçlerin etkisi altındadır. Zaman zaman hayaletler tarafından ziyaret edilen bu çocuk, gölgelerin arasından ortaya çıkıveren hayaletlerle kendi iradesi dışında bağlantılar kurmakta ve bu durumdan çok korkmaktadır. Kendisinde normal ötesi bir takım güçlerin var olduğunun farkına varan küçük çocuk bunların sebebini anlayamadığı gibi çektiği acıları da çocuk psikoloğu Malcolm Crowe'un dışında hiç kimseye anlatamamaktadır. Ancak küçük hastasındaki doğaüstü yeteneklerin gerisindeki esrar perdesini aralamaya çalışan psikoloğun çalışmaları ilerledikçe her ikisinde de bir takım korkutucu ve açıklanamaz gelişmeler başlayacaktır.
Müthiş bir gizem içeren bu film sizi heyecanla ekran başında tutacağından eminim.

Harry Potter ve Sırlar Odası

Hogwarts Cadılık ve Büyücülük okulundaki ikinci yılına başlarken Harry Potter ,ev cini Dobby tarafından okula dönmesinin kendisi için tehlikeli olacağı konusunda uyarılır. Bunun yanında Profesör Snape ondan halen hoşlanmamaktadır, Draco Malfoy da ondan hala nefret eder. Bu ortamda Harry en iyi arkadaşları Ron ve Hermione ile birlikte yeni bir okul yılına başlar. Ünlü yazar Gilderoy Lockhart  da bu yıl Hogwarts'a katılmıştır. Ancak Hogwarts öğrencileri garip bir şekilde taşa dönüşmektedirler. Bunu kimin yaptığıysa gizemini korumaktadır.
Serinin ikincisi olan bu film serinin olgunlaşmasına büyük katkıda bulunmakta.

Kanlı Elmas

1990’larda Sierra Leone’de gelişmekte olan kaos ve iç savaşın fon oluşturduğu “Blood Diamond Kanlı Elmas” Güney Afrikalı paralı asker Danny Archer (Leonardo DiCaprio) ile Mendeli balıkçı Solomon Vandy’nin (Djimon Hounsou) hikayesi. Her iki adam da Afrikalıdır, ama geçmişleri ve şartları olabildiğince farklıdır. Ne var ki, hayatlarını değiştirebilecek pembe bir elması bulmak için çıktıkları serüvende yazgıları kesişir.
DiCaprio nun renk kattığı bu filmde aksiyon dolu sahneler sizi bekliyor.

Umudunu Kaybetme

The Pursuit of Happyness/Umudunu Kaybetme’de, Chris Gardner (Will Smith) iki yakasını bir araya getirmeye çalışan bir aile babasıdır. Ailesini ayakta tutmak için cesurca çabalamasına rağmen, beş yaşındaki oğlu Christopher’ın (Jaden Christopher Syre Smith) annesi (Thandie Newton) maddi zorlukların yarattığı sürekli baskı altında direncini kaybetmek üzeredir. Artık dayanamayacağını anlayınca, istemeye istemeye evi terk eder... Artık bekar bir baba olan Chris, yılmadan, bildiği tüm satış becerilerini kullanarak daha iyi kazandıran bir işin peşine düşer. Prestijli bir borsa şirketinde stajyerlik bulur ve ücret almasa da programın sonunda iş ve parlak bir gelecek elde edeceğini umarak kabul eder. Parasal güvencesi olmayan Chris ve oğlu, kısa süre sonra oturdukları daireden çıkartılırlar ve düşkünler evi, otobüs durağı, tuvalet; geceyi geçirmek için bulabildikleri her yerde kalırlar. Çektiği sıkıntılara rağmen, Chris, babalık görevini sevgi ve özenle yerine getirmeye devam eder ve oğlunun kendisine karşı duyduğu sevgi ve güveni, karşısına çıkan engelleri aşmak için kullanır.
Will Smith'in oğlu ile beraber oynadığı bu film Smith'in ne derecede başarılı bir oktör olduğunun kanıtıdır ve bu başarıyı oğluna devredeceği gerçeği aşikardır.

Harry Potter ve Azkaban Tutsağı

Harry Potter hiç istemeden bir yazı daha, iç sıkıcı akrabaları Dursley’lerle geçirmekte, “uslu uslu oturmakta” ve büyüden uzak durmaktadır, yani, Vernon Enişte’nin zorba kız kardeşi Marge Hala gelene kadar…. Marge Hala her zaman, özellikle Harry’ye çok kötü davranmıştır ve bu kez Harry’yi o kadar zorlar ki Harry “kazara” onun dev bir balon gibi şişip havaya uçmasına neden olur. Büyü-dışı dünyada büyü yapması yasaklanan Harry, bu olaydan sonra gecenin karanlığına karışır.
Sirus karakteri dahil edilecek hikayenin derinleşmesi seriyi güçlü hale getirmiştir.

Ken Park

Kids filmiyle yeniyetmelerin ergenlik dünyasını ele alan ve tartışmalı bir film ortaya çıkaran yönetmen Larry Clark, benzer temalara sahip Bully'nin ardından Ken Park filmiyle gençlerin özel yaşamlarına geri dönüyor. Clark filmi Edward Lachman ile birlikte çekmiş. Yönetmenler, kameralarını Kaliforniyalı kaykaycı gençlere ve onların aileleriyle olan ilişkilerine çevirmişler. Ken Park, gençlerin birbirleriyle olan ilişkilerini ve aile yaşamlarını saptırmadan anlattığı için, şok edici bir yapım olarak nitelendiriliyor.
Erotik konuyu tema almasına karşın dram ve macera ile bu temanın çok önce durması başarıyla engellenmiştir.

Babam ve Oğlum

1980 darbesinde annesini kaybeden küçük Deniz (babası o dönemde bir çok erkek çocuğa verilen ismi koymuş) yedi yıl sonra hiç görmediği dedesinin Ege’deki çiftliğine doğru bir yolculuğa çıkar. Deniz’in dedesini hiç görmemesinin nedeni dedesiyle babasının yıllardır küs oluşudur. Hüseyin Efendi (Çetin Tekindor)okumaya diye gönderdiği oğlunun politik olaylara karıştığını öğrenince onu evlatlıktan silmiştir çünkü.Sadık’ın her şeye rağmen baba evine geri dönüşünün nedeni Deniz’den ayrılmak zorunda oluşudur; küçük oğlunu babasına emanet edecektir. Kelimenin tam anlamıyla Deniz bu çiftlikte hafif tatlı kaçık bir ailenin ortasında bulur kendini. Evin yanaşmaları,küs teyze(Şerif Sezer), traktör kullanan ve telsizle konuşan müthiş bir babaanne(Hümeyra), bileğinden boğazına kadar bilezikle dolaşan gelin Hanife (Binnur Kaya) ve saf bir amca (Yetkin Dikinciler).Düşünsenize hepsi bağırarak ve hep bir ağızdan konuşuyor. Sadık Uğruna savaştığı bir Türkiye’ye ve terk ettiği sevgilisiyle ve kendiyle kasabada yüzleşirken; çocuk, dedesinin ve babasının arasındaki tüm buzları eritecektir
Türklerin senaryoda en iyi bildiği iş dramdır ve bu filmde bunun kanıtıdır.

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2

Harry Potter ve Ölüm Yadigarları: Bölüm 2 Harry Potter film serisinin son macerası ve merakla beklenen son filmin ikinci bölümü. Destansı finalde, iyi ile kötünün mücadelesi büyücülük dünyasını büyük bir savaşın içine sokmuştur. Tehdit hiçbir zaman bu kadar büyük olmamıştır ve artık hiçbir yer güvenli değildir. Bu arada, Lord Voldemort ile son karşılaşmasına gittikçe yaklaşan Harry Potter’ın en büyük fedakarlığı yapması gerekecektir. Herşey burada sona erecektir.
Seririnin en başarılı bölümü diyebiliriz.Yeni karakterlerin dahil olduğu bu bölüm filmin serinin uzun süreceğini açık bi şekilde göstermekte.

Milyoner

Jamal Malik Mumbai'nin gecekondu mahallelerinden birinde yaşayan 18 yaşında bir yetimdir. Hindistan'da katıldığı bir bilgi yarışmasında 20 milyon rupe kazanmasına sadece bir adım kalmıştır.
Şovun o gecelik bitmesinin ardından Jamal, eğitimsiz olan birinin bu kadar büyük başarıyı ancak hile yoluyla gösterebileceğinden şüphelenilip tutuklanır. Ama yarışmadaki her sorunun cevabıyla o gece Jamal'ın inanılması zor gerçek hikayesi ortaya çıkacaktır. Fakat sadece bir soru gizemini korur.
Farklı bir hikayeyi kou alan ve akıllı bir gencin hikayesini anlatan bu film,Hint Film piyasasının sınırlı başarılı filmlerinden biri olmuştur.

Harry Potter ve Ateş Kadehi


Harry anlaşılmaz bir şekilde, prestijli Üçbüyücü Turnuvası’na katılmak üzere seçilmesinden mutlu olmalıdır. Ama bu heyecan verici uluslararası yarışma, Harry’yi Hogwarts’ın yanı sıra, Avrupa’daki iki rakip büyücülük okulunun da daha büyük ve deneyimli öğrencileriyle karşı karşıya getirecektir.
Fantastik film denilince Harry Potter ilk akla gelen film olması tesadüf değildir tabiki.

Karayip Korsanları: Dünyanın Sonu


2006 yılında tüm dünya ülkelerinde hasılat rekorları kıran, yılın en çok seyirci toplayan filmi ünvanını kazanan “Pirates of the Caribbean: Dead Man’s Chest”in (Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı) kaldığı yerden devam eden üçüncü filmin konusu şöyle: Kaptan Jack Sparrow’u, Davy Jones’un sandığındaki akıllara zarar tuzaktan kurtarıp özgürlüğüne kavuşturmaya kararlı olan Will Turner ile Elizabeth Swann, çaresizlik içinde Kaptan Barbossa ile ittifak yaparlar. Doğu Hindistan Ticaret Şirketi’nin kontrolü altında olan Davy Jones’un ürkütücü görünümlü hayalet gemisi The Flying Dutchman, dünyanın bütün denizlerini kasıp kavurmaktadır. İhanet, vefasızlık ve dönekliğin kol gezdiği vahşi denizlerde yelken açan korsanlarımızın yolu egzotik Singapur’a düşer. Burada sevimli ve kurnaz Çinli korsan Sao Feng ile karşılaşırlar. Dünyanın sonu olarak tanımlanan uzakdoğu okyanuslarındaki bu nihai savaşta terazinin dengeleri ortadadır. Korsanların her biri sadece kendi hayatı ve kaderi için taraf olmakla kalmayacak; aynı zamanda özgürlük sevdalısı korsan yaşam tarzının geleceğini kurtarma mücadelesi verecektir.
Serinin tamamlandığı bu filmi izlemediyseniz eğer çok şey kaçırmışsınız demektir.

Benjamin Button'ın Tuhaf Hikayesi

Film, seksenli yaşlarında doğup, geriye doğru yaşlanan bir adamın hayatını konu alıyor. Benjamin Button hepimiz gibi zamanı durduramayan bir adamdır.  Birinci Dünya Savaşı’nın sonunda, 1918’de, New Orleans’tan başlayıp 21. yüzyıla uzanan serüveniyle, onun hikayesi herhangi birininkinden daha sıradışı bir hayatı içerir.
Adında da geçtiği gibi Brad Pitt'in en tuhaf ve en sıradışı filmi diyebiliriz.

25 Aralık 2013 Çarşamba

Geleceğe Dönüş

Dönemin özellikle tasarımıyla öne çıkan otomobillerinden olan bir DeLoran'ın içine gizlenmiş icat, Marty'i yanlışlıkla 50'lere geri götürür. Sorumsuz delikanlı bu gösterişsiz Amerikan kasabasında bir kazaya yol açar ve müstakbel anne ve babasının tanışmasına engel olur. Böylece kendisi de hiç doğmamış olacağı için bu durumu düzeltmesi gerekmektedir. Ama hayat sandığından daha karmaşıktır ve sorumluluk kelimesinin anlamını öğrenmek zorundadır.
Muhteşem bir bilimkurgu,komedi ve macera üçlemesi içeren bu film 2000 lere kadar herkezin heyecanla izlediğini unutmayalım.

Matrix

Bir bilgisayar programcısı olan Thomas Anderson aynı zamanda Neo nickname'li çok usta bir "hacker" dır. Ancak siyah takım elbiseli ve gözlüklü adamların yakın takibindedir. Bu takibin nedenini ise karşılaşacağı Morpheus'dan öğrenecektir. Neo, birden kendini Morpheus'un anlattıklarına güvenmek zorunda kaldığı büyük bir komplonun içinde bulacaktır. İçinde yaşadığımızı sandığımız bu dünya tamamiyle aldatıcıdır. Tüm insanlık aslında uzaydan gelen yaratıkların köleleridir. Neo, Trinity ve Morpheus'un da yardımıyla kendilerini bu düzeni yıkmaya adayan bir grubun içine katılır.
Muhteşem bir senaryoya sahip bu film sizleri farklı düşünecelere sokup hayaller alemine sürükleyecektir.

Er Ryan'ı Kurtarmak

II. Dünya Savaşı yıllarında 3 oğlunun birden ölüm haberini alan anne, 4. oğlunun yaşadığını duymak ister.Artık tüm Amerikan ordusunun hedefi annenin son oğlu olan James Ryan'ı ne pahasına olursa olsun kurtarmaktır.Askerler her yerde ona ait izler aramaya başlar fakat bu öylesine bir göreve dönüşür ki bir kişiyi kurtarmak uğruna bir çok askerin hayatı tehlikeye girer.
Muhteşem bir kurtarma operasyonuna şahit olucaksınız.Vin Diesel ve Tom Hanks'ın oynadığı bu mükemmel filmi izlemenizi tavsiye ediyoruz.

3 Ahmak

Hindistan'ın en iyi mühendislik okuluna başlayan öğrencilerin hayatını anlatıyor özet olarak. Sistemin daima yarış üzerine kurulu olduğu, herkesin en iyi olmaya çabaladığı bir okulda sistemi değiştirmeye çalışan bir öğrenci ve onun en yakın 2 arkadaşı. Başlarından geçenler, hayattan aslında ne istedikleri. Ranco karakterinin başrol oynadığı film dram ve komedi türünü en iyi şekilde harmanlayıp bize öğretici bir film olmakta.
Hint filminin en başarılı aktörü olan Aamir Khan'ın başrol oynadığı ve dram ile komedinin başarıyla harmanlandığı bu film izlemeniz gereken filmlerin başında gelir.

Hayat Güzeldi

1930'ların İtalya'sında Guido adındaki tasasız, kaygısız bir Yahudi kitapçı yakın bir şehirdeki güzel kadına kur yapıp onunla evlenerek bir peri masalı başlatır. Guido ve karısının bir oğulları olur ve İtalya'yı Alman güçleri istila edene kadar birlikte mutluluk içinde yaşarlar. Ailesini bir arada tutabilmek ve oğlunun Yahudi toplama kamplarının dehşetinden elinden geldiğince uzak tutmak çabası ile Guida bu yıkımı bir oyun gibi gösterir. Bu oyunun kazanma ödülü ise bir tanktır.
Bu filmi izlediğinizde ben bugüne kadar nasıl kaçırdım diye ah çekiceğinize eminim.

Yüzüklerin Efendisi: İki Kule

İki kule, Emyn Muil tepelerinde başlar. Yollarını kaybetmiş Hobbitler Frodo ve Sam, esrarengiz Gollum'un kendilerini takip ettiğini farkederler ve onu kıskıvrak yakalarlar. Bir zamanlar bir Hobbit olan ve beş yüz yıl sahip olduğu Yüzük tarafından bozulup bir yaratığa dönüştürülen Gollum, kendisini serbest bırakmaları karşılığında, Hobbitleri Mordor'un Kara Kapıları’na götürmeye söz verir. Sam, bu yeni yol arkadaşına güvenmemektedir. Frodo ise bir zamanlar kendisi gibi bu yüzüğü taşıyan Gollum'a acımaktadır. Frodo başka şansı kalmadığı için Gollum'u izler.
Serinin sonu olan İki Kule,yüzüklerin efendisinin insanlarda bir tutku haline gelmesinin sebebi olarak gösterilebilir.

Karayip Korsanları: Siyah İnci'nin Laneti

Hafif üçkağıtçı fakat bir o kadar da sevimli Kaptan Jack Sparrow’un (Johnny Depp) korsanlık yaşamı, düşmanı kurnaz Kaptan Barbossa’nın (Geoffrey Rush), gemisi Siyah İnci’yi çalmasıyla altüst olur. Bu da yetmezmiş gibi Kaptan Barbossa, Port Royal kasabasına saldırır ve belediye başkanının güzeller güzeli kızı Elizabeth’i (Keira Knightley) kaçırır. Kızı kurtarmak ve Siyah İnci’yi yeniden ele geçirmek amacıyla Elizabeth’in çocukluk arkadaşı Will (Orlando Bloom) ve Jack güçlerini birleştirirler. Will’in bilmediği ise lanetli bir hazinenin Barbossa’nın kaderini nasıl değiştirdiği ve onu ve mürettebatını nasıl sonsuza kadar ölümsüz olarak yaşamaya mahkum ettiğidir.
Fantastik serilerin en başarılısı,izleyin ve ABD nin bu sektörde neden bu kadar başarılı olduğunu anlayın.

Forrest Gump

Forrest Gump, zeka seviyesi 75 olan bir erkeğin hayatını ele alıyor. Zeka seviyesi nedeni ile devlet okullarına girmekte bile zorlanan Forrest Gump  zamanla akla mantığa uymayan başarılara imza atıyor. Her ne kadar zeka seviyesi düşük olsa da fiziksel olarak son derece sağlam olan Forrest Gump, zamanla gelişen olaylar zincirinde bizi hayal edemeyeceğimiz bir dünyaya götürüyor.
Ezilen,basit görülen bir adamın  tesadüfen yakaladığı başarı sizi hem üzecek hem degüldürecek.

Dövüş Kulübü

Oregon Üniversitesinde yüksek lisansını yapan Chuck Palanhiuk'un uzak olmayan bir gelecekte geçen ve kafası karışık genç bir erkeği konu alan romanından yola çıkılarak çekilen Fight Club'da filmi anlatan, ünlü bir otomobil firmasında iyi bir işe sahiptir. Tek düze yaşamı kronik uykusuzluk sorunuyla çekilmez bir hale gelmiştir. Ailesi ve yakın bir arkadaşı olmayan Jack doktorunun tavsiyesi üzerine kanserli hastaların terapi grubuna katılır. Bu toplantılar esnasında Marla'yla tanışır o da genç adam gibi hasta olmadığı halde grubun toplantılarına katılmaktadır. Jack'in ve Marla'nın çabaları tüketici kültürünün anlamsızlığına karşı bir duruştur adeta kariyer sahibi ama yanlız insanların bir tepkisi. Jack'ın jenerasyonu ölü bir jenerasyondur. Bir yolculuk sonrası evinin yanmış olduğunu gördüğünde arayabileceği tek kişinin yolculuk sırasında tanıştığı sabun satıcısı Tyler Durden olmasıda adeta bunun bir kanıtıdır. İçilen birkaç biranın ardından park yerinde Tyler, kahramanımızı kendine vurması için kışırtacaktır. Aralarında başlayan bu kavga Jack'in hayatını değiştirecektir. Bir süre sonra Jack Tyler'ın yanına taşınır. Tyler'ın liderliğinde bir dövüş kulübünün kuruluşuyla bu kulübde sayıları elliyi aşmamak kaydıyla genç erkekler birbirleriyle dövüşmeye başlayacaklardır. Kısa sürede popüler hale gelen kulüp ve Tyler Durden hızlı bir şekilde bu ölü jenerasyonun mesihi haline gelir.
Biri bana film tavsiyesinde bulunmamı istediğinde ilk sorduğum sorudur "Dövüş Kulübü'nü" izledinmi?
"Bizim kuşağımız büyük bir savaş görmedi, büyük bir buhran yaşamadı, ama bizim de bir savaşımız var.Büyük bir ruhani savaş bu" bu savaşa şahit olmanızı öneririm.

Acemi Gladyatör

Roma İmparatorluğu döneminde geçen filmde, Pompeii'yi yıkıma uğratankorkunç patlamanın ardından bir başına kalan küçük Timo, General Chirone tarafından evlat edilinilir. Timo zamanla Roma'nın en meşhur gladyatör okulunda eğitim almaya başlar ve önü açık bir gladyatör olması için babası Chirone elinden geleni yapar. Fakat bu hayat tarzı Timo'ya göre değildir, çünkü onun tek gayesi arkadaşları ve Ciccius Mauritius ile birlikte olmaktır. Bu nedenle de ders saatleri geldiğinde eğitimlere uğramamaya başlar. Bu durum Chirone'nin kızı Lucilla'nın Yunanistan'dan dönmesiyle değişir. Timo şimdi güzeller güzeli çocukluk arkadaşının gönlünü fethetmek, babasını da gelecekteki oğlu olacağına inandırmak zorundadır.
Winx Club çizgi film serisinin yönetmeni olan ve ardından sinema uyarlamalarını da gerçekleştiren Iginio Straffi'nin yönettiği filmin senaryosu, Ice Age filminin senaryosunda imzası bulunan Michael J. Wilson'a ait.
Michael'in başarılı senaryolarına bir yenisini eklediğini görüyorum.animasyon severlere şiddetle tavsiye ediyoruz.

Bu İşte Bir Yalnızlık Var


Gençliğinde uzun süre bir müzik grubunda gitar çalıp beste yapan Mehmet, 30'lu yaşların sonuna geldiğinde hem müziği bırakmış hem de aile hayatında zor zamanlar geçiren birine dönüşmüştür. Eşiyle boşanıp müziği bırakır; maddi anlamda da bitik durumdadır ve bu süreçte kendisini hayata yaklaştıran tek şey kızı Ezgi'dir. Bu nedenle hiç istemese de anlaşamadığı eski eşiyle sık sık görüşmek zorunda kalır. Özel ders vererek ya da gitar tamiratı yaparken hayatını sürdüren Mehmet, uzun yıllardır birlikte oldukları arkadaşları Ayşe ve Orhan çiftiyle aynı apartmanda oturmaktadır. Evliliklerinde sorunlar yaşayan Ayşe ve Orhan'ın tartıştığı akşamlardan birinde Orhan'ın evi terk etmesi işleri karıştırır. Mehmet değer verdiği Ayşe'ye yardımcı ve destek olabilmek için sürekli yanında olur; aradan günler geçer ve birlikte Orhan'ı aramaya koyulurlar. Tam bu esnada çok sevdiği bir dostunu kaybettiği haberi gelir ve aynı zamanda bir iş teklifi alır. Mehmet hiç istemese de bu işi kabul etmek zorundadır; öte yandan Ayşe ile olan ilişkisi günden güne tuhaflaşmaktadır...
Tuna Kiremitçi'nin aynı adlı romanından, senarist ve sinema eleştirmeni Burak Göral tarafından uyarlanan filmin yönetmeni, Romantik Komedi filmini de yönetmiş olan Ketche; başrolleri paylaşan isimler ise Engin Altan Düzyatan ve Özgü Namal.
Dram örneğini veren çok güzel bir konulu filmdir.

Yeşil Yol

Bir hapishanede gardiyanlık yapan Paul Edgecomb'un görevi, hücrelerinden alınan idam mahkumlarını, elektrikli sandalyenin bulunduğu ölüm odasına kadar olan bir millik yeşil yoldan götürmektir. Edgecomb yıllar boyunca bu yoldan sayısız idam mahkumu nakleder. Ama hiçbirisi onu John Coffey kadar etkilemez. Oldukça iri yarı biri olan Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahkum olmuştur. Ürkütücü görünümünün aksine oldukça duygulu ve karmaşık bir iç dünyası olan Coffey, bazı doğa üstü güçlere sahiptir. Edgecomb onunla yakınlaştıkça artık hiç beklenmedik yerlerde mucizelerin olabileceğine inanmaya başlayacaktır.
Esaretin Bedeli filmini de yönetmiş olan Frank Darabont, bu filminde de benzer bir atmosferi seyirciye başarıyla aktarıyor. Oscar Ödüllü Tom Hanks'in yanında, Michael Clarke Duncan ve James Cromwell gibi oyuncular başrolde yer alıyor.
Jhon Coffey'in en başarılı oyunculuğunu sergilediği bu film tüm dünya seyircilerinin onayından geçmiştir.

Saroyan Ülkesi

Bitlis'ten sürgün edilen bir ailenin çocuğu olarak hayata Amerika'da merhaba diyen ünlü yazar William Saroyan, her zaman özlem duyduğu ancak hiç göremediği memleketini tanımak üzere Anadolu'ya bir yolculuk yapar. 1964 yılında Bitlis'e varmasıyla son bulan bu yolculuk yazarın her zaman hayalini kurduğu ve anlatmaktan geri durmadığı köklerini gerçek anlamda tanıdığı bir sürece dönüşür.
Filmin hikayesi Saroyan'ın bu yolculuğuna tanıklık eden yol arkadaşlarının anlattıkları, kendi kaleme aldığı kişisel hatıralar ve kimi zaman kendi sesinden dinleme şansına eriştiğimiz anılardan oluşurken; yönetmenlik koltuğunda ilk yönetmenlik deneyimini gerçekleştiren Lusin Dink bulunuyor.
Belgesel niteliğinde olan bu film anadolunun karanlık yıllarına ışık tutmakta.

Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı


Hababam Sınıfı( 6 edebiyat A) mezun olmadığı halde Mahmut hocayı hastanede mutlu edebilmek için sahte diplomalar hazırlamıştır. Fakat Mahmut hocanın okula dönüşüyle yasaklar yine başlar. Okula yeni gelen ve zor şartlar altında çalışmış olan Semra öğretmenden aşk mektubu aldığını zanneden Şaban ona cevap mektupları gönderir fakat daha sonra okulda işler iyice karışacaktır.
Bütün ustaların rol aldığı,her sahnesinde gülmekten bitap düştüğümüz bu filme olmsuz hiçbir yorum yapılamaz.

Constantine

Başrolünde Keanu Reeves'ın oynadığı film, cehennem ve gerçek dünya, iblisler, melekler ve şeytan arasında gidip gelen konusuyla taşıdığı fantastik öğelerinin yanı sıra aksiyon ve gerilim öğelerini de içinde barındırmaktadır.
Keanu Reeves'ın canlandırdığı karakter olan ve filme de adını veren John Constantine özel bazı yeteneklere sahiptir. Bu yetekler sayesinde dünyada dolaşan melez melek ve iblisleri tanıyabilmektedir ve bir gün yolu ölen ikiz kız kardeşinin intiharına bir türlü ikna olmayan dedektif Angela Dodson'la (Rachel Weisz) kesişir. Bundan sonra olaylar Isabel Dodson'ın ölümünün izinden cehennem ve gerçek dünya arasında gelişir.
Keanu Reeves'in Muhteşem oyunculuğuyla film,bütün övğüleri fazlasıyla hak ediyor.

23 Aralık 2013 Pazartesi

Cesur Yürek


13. yüzyılda İngilizler, İskoçlar üzerinde egemenlik kurmuştur. İngiliz soyluları, yeni evli İskoç kadınlarıyla ilk geceyi geçirme hakkına sahiptir. Çocukken ailesini İskoçya uğruna kaybeden William Wallace'ın karısı da İngiliz birlikleri tarafından öldürüldüğü zaman, onun intikam arayışı kısa zamanda ülkesinin özgürlüğü için amansız bir savaşa dönüşür.
Mel Gibson'un oyunculuğunu en usta bir şekilde serğilediğini görebilirsiniz.Söz konusu Gibson olunca filmin ne derece başarılı olduğu tartışılamaz.

Piyanist

Wladyslaw Szpilman, savaş patlak verdiğinde 27 yaşındaydı ve Polonya'nın geleceği en parlak konser piyanistlerinden biriydi. Luftwaffe'de radyo istasyonu bombalandığında Chopin'in C minor Nocturne'nü çalıyordu.Tüm Yahudiler gibi o ve ailesi de evlerinden çıkartılarak Varşova gettolarına sürülmüştü. Bu çok yetenekli genç adam yeni yaşamında karaborsacıların ve işbirlikçilerin eğlendiği barlarda çalmaya başlamıştır.İşte bu işbirlikçilerden biri onu ve ailesini ölüme götüren esir kampı trenlerinden birinden kurtarmıştır. Savaş fısıltıları, direnişçiler ve sürpriz bir Alman subayı sayesinde Szpilman savaşta hayatta kalmayı başarır.
4 ayrı ülkenin işbirliği içinde çekilen bu film 2002 yılının en iyi senaryolarından biri olma özelliği taşır.

Karayip Korsanları: Ölü Adamın Sandığı

Düzenbaz ve üçkağıtçı korsan Jack Sparrow'un, hayalet gemi Uçan Hollandalı'??nın efsanevi korsanı Davy Jones'a kan borcu vardır. Sparrow, bu borcunu ödemediği takdirde sonsuza kadar onun kölesi olarak yaşayacaktır. Bu durumdan kurtulmanın tek yolu ise Ölü Adamın Sandığı'nı ele geçirmek ve böylelikle de Davy Jones'u kontrol edebilmektir.
Johnny Depp'i Hollywood da parlatan bu film Fantastik ötesinde bir başarıya imza atmıştır.

Akıl Oyunları

John Forbes Nash Jr., genç yaşında geliştirdiği kuramlarla matematik dünyasının bir numaralı ismi haline gelir. Fakat kısa süre içerisinde bencilliği ve kendine olan aşırı güveni sonucunda oluşan kişisel problemleri ile baş edemez duruma düşer. Dahilik ile delilik arasındaki ince çizgide, delilik tarafına doğru sürüklenir.
Başarının getirdiği ayrıcalıkları iyi bir şekilde orantılayamayan adamın öyküsü diyebiliriz.

V For Vendetta

V olarak bilinen maskeli bir adam, geleceğin totaliter rejimle yönetilen İngilteresi'nde korkuyla sindirilmiş halkına egemenliği geri verebilmek için şiddete başvuran biridir. V İngiltere halkını, kendisiyle Guy Fawkes günü olan 5 Kasım’da Parlamento’nun çevresinde buluşmaya davet eder.
Imdb den yüksek oy almayı başaran bu film,izlemeniz gereken filmler en başında gelmeli.

Titanik

İnsan elinden çıkmış en büyük ve en gösterişli yüzen araç olan Titanic yola koyuldu. Batmaz, sarsılmaz denilen bu büyük lüks yolcu gemisinde yolculuk yapmak, 20. Yüzyılın muhteşem bir rüyasıydı. Ancak bu büyük rüya sadece 4.5 gün serecek ve anısını bir sonraki yüzyıla bile taşıyacak büyüklükte bir kabusa dönüşecekti. İşte bugün bile heyecan uyandıran bu acı ancak bir o kadar da sinematografik felaket hikayesini bu kez James Cameron'un yönetiminde ve sinema tarihinin gördüğü en büyük bütçeyle gerçekleştirilmiş son versiyonuyla izliyoruz. Geminin ilk ve son yolculuğuyla örtüşen, kısa soluklu ama ölümsüz bir aşk öyküsüne yer veren Cameron, Titanic kadar büyük bir aşk öyküsü merkez alarak, bu bildik felaketi farklı bir tarzda anlatmak istemiş. Aşıklar ise son dönemde yükselen yetenekli genç oyuncular kuşağının öne çıkan isimlerinden Kate Winslet ve Leonardo Di Caprio. 1998'de 14 dalda Oscar adayı olan Titanic, 11 dalda heykelcik kazandı dünyaca büyük bir felaket olan titanic sinemadada felaket etkisi yaratmıştır.
Gerçek bir hikayeden alıntı olan Titaniğin biz Türkler içinde ilginç bir durumu vardır.Titaniğe bileti olupta gidemeyen yani geç kalan tek yolcu Dr. Rasim Ömer Akalın dır.

Baba

Sicilya'dan göç eden Corleone ailesi, Amerika'da yerleşme çabalarını sürdürürken kendilerine kaba kuvvet kullanmaya kalkan ve yapmaya kalktıkları her işten haraç isteyen bir takım kimliği belirsiz kişilere karşı onlar da kaba kuvvet kullanmaya ve bunda da başarılı olmaya başlayınca kendilerini tahmin bile edemeyecekleri bir yaşantının içinde bulurlar. Bir taraftan son derece katı örf ve aile yaşantısı diğer tarafta ise acımasızca önlerine çıkanları yok etmeye başlayan Corleone ailesi bir müddet sonra Amerika'nın en korkulan mafya topluluğu haline gelmiştir. Kendileri her ne kadar mafya değil bir aile olduklarını söyleseler de.
Mafya mevzularına meraklı biri olarak izlediğim en iyi mafya filmidir.Gerçek bir hikayeden alıntı olan Baba filmi serileri ile birlikte mükemmel bir şekilde beyazperdeye uyarlanabilmiştir.

Gladyatör

Roma İmparatorluğu'na en parlak dönemi yaşatan General Maximus, girdiği bir meydan savaşından daha zaferle çıkar, artık tek hayali bir an önce evine dönerek karısı ve ailesine kavuşmaktır. Fakat, zamanın Roma İmparatoru Marcus Aurelius ,Maximus'a önemli bir görev verir ve iktidara sahip çıkmasını ister. Bunun üzerine imparatorun oğlu olan Commodus, iktidarın elinden alınacağını anlayınca general ve ailesini öldürme emri verir. Maximus ölümden zor kurtulur ve gladyatörler arenasına sürgün edilir. Yıllar sonra Roma'ya geri dönen güçlü gladyatör Maximus'un tek amacı Commodus'u öldürerek karısı ve oğlunun katledilmesinin intikamını almaktır.
Zirveden en dibe ve en dipten zirveye çıkışın mükemmel hikayesi.İzleyin ve intikamın nelere kadir olabileceğini görün.

Yüzüklerin Efendisi: Yüzük Kardeşliği

Çok eski çağlarda Elf demircileri, güç yüzüklerini sihirli ustalıklarıyla yapmış ve Karanlıkların Efendisi Sauron, bu yüzükleri işleyip kendi gücüyle doldurmuştur. Daha sonra kendisinden çalınan, diğer tüm yüzüklere hükmeden, Tek Yüzüğü bütün gücüyle tüm Orta Dünya'da aramasına rağmen bulamamıştır.
Yüzük, Shire Bölgesi'nde yaşayan Frodo Baggins adlı bir hobbitte bulunmaktadır. Ancak çok büyük bir güce sahip bu yüzüğü yok etmek gerekmektedir. Frodo ve arkadaşları, diğer ırklardan gelen arkadaşlarıyla birlikte yüzük kardeşliğini oluşturur ve hepsi bu yolculukta büyücü Gri Gandalf'ı izler.
1. filmin devamı olan Yüzük Kardeşliği seri filmler kategorisinde en başarılı senaryoya sahiptir.

Prestij

Beğenilen yönetmen Christopher Nolan’dan (“Memento,” “Batman Başlıyor”) illüzyon kumaşından örülmüş bir macera geliyor. Bu beklenmedik dönüşlerle dolu gizemli öyküde, Viktorya Devri’nde iki sahne sihirbazı, giderek şiddetlenen bir savaşa ve birbirlerinin mesleki sırlarını ortaya çıkartmak için doymaz bir susuzluğa dönüşen güçlü bir rekabete girişiyorlar. Bu iki görkemli adamın cüreti tutkuya, şovmenliği bilime ve hırsı dostluğa kırdırmalarının sonuçları tehlikeli, ölümcül ve hileli oluyor. Her şey yüzyılın başında, hızla değişen Londra’da başlıyor. Sihirbazların ünlü ve en üst mertebede idol olarak kabul edildikleri bir zamanda, iki genç sihirbaz şöhrete giden yolu çizmeye başlarlar. Gösterişli, sofistike Robert Angier (HUGH JACKMAN) tam bir şovmenken, yontulmamış ve gelenekçi Alfred Borden (CHRISTIAN BALE) sihirli fikirlerini gösterme yeteneğinden yoksun, yaratıcı bir dahidir. Birbirlerini takdir eden arkadaşlar ve ortaklar olarak yola çıkarlar. Ama en büyük numaraları ters gidince, aralarında ömür boyu sürecek bir düşmanlık başlar; ikisi de bir diğerini geçme ve altüst etme niyetindedir. Sürdürdükleri aşırı rekabet, her numarayla, her gösteriyle daha da büyür; ta ki sınır tanımayana, hatta elektriğin yeni ve inanılmaz güçlerini ve Nikola Tesla’nın bilimsel dehasını işin içine dahil edene dek.
"Şu anda sırrı arıyorsunuz ama bulamazsınız,çünkü dikkatli bakmıyorsunuz.Siz sırrı çözmek değil kandırılmak istiyorsunuz." bu sır dolu,gizemli ve merak uyandıran cümlenin ne anlama geldiğini öğrenmelisiniz.

Yeşil Yol

Bir hapishanede gardiyanlık yapan Paul Edgecomb'un görevi, hücrelerinden alınan idam mahkumlarını, elektrikli sandalyenin bulunduğu ölüm odasına kadar olan bir millik yeşil yoldan götürmektir. Edgecomb yıllar boyunca bu yoldan sayısız idam mahkumu nakleder. Ama hiçbirisi onu John Coffey kadar etkilemez. Oldukça iri yarı biri olan Coffey, iki küçük kızı öldürmek suçundan idama mahkum olmuştur. Ürkütücü görünümünün aksine oldukça duygulu ve karmaşık bir iç dünyası olan Coffey, bazı doğa üstü güçlere sahiptir. Edgecomb onunla yakınlaştıkça artık hiç beklenmedik yerlerde mucizelerin olabileceğine inanmaya başlayacaktır.
Esaretin Bedeli filmini de yönetmiş olan Frank Darabont, bu filminde de benzer bir atmosferi seyirciye başarıyla aktarıyor. Oscar Ödüllü Tom Hanks'in yanında, Michael Clarke Duncan ve James Cromwell gibi oyuncular başrolde yer alıyor.
Jhon Coffey'in en başarılı oyunculuğunu sergilediği bu film tüm dünya seyircilerinin onayından geçmiştir.

Kara Şövalye

The Dark Knight'da, Batman suça karşı savaşını daha da ileriye götürüyor: Teğmen Jim Gordon ve Bölge Savcısı Harvey Dent’in yardımlarıyla, Batman, şehir sokaklarını sarmış olan suç örgütlerinden geriye kalanları temizlemeye girişir. Bu ortaklığın etkili olduğu açıktır, ama ekip kısa süre sonra kendilerini, Joker olarak bilinen ve Gotham şehri sakinlerini daha önce de dehşete boğmuş olan suç dehasının yarattığı karmaşanın ortasında bulurlar.
Daha önce ve sonra çekilen süper kahramanların aksine Batman'ın güçlerinin mistik bir olaya dayandırılmaması bu filmi ayrıcalıklı yapan en büyük özellik.Filmin gerçeklikten kopmaması büyük başarı.

Yüzüklerin Efendisi: Kralın Dönüşü

Aragorn, kendi ırkının çağrısına cevap vererek, Orta Dünya’nın bütün kaderi onun elindeyken doğumuyla birlikte ona verilen gücünü kullanabilecek midir? Karanlığın bütün güçleri son savaş için bir araya gelirken Gandalf, Gondor’un yaralı ordusunu toparlamak için hazırlıklara başlar. Gandalf’a gereken destek Rohan Kralı Theoden’den gelir. Thoden, tarihin bu en büyük savaşı için tüm savaşçılarını seferber eder. İçlerinde saklanan Eowyn ve Merry ile birlikte insanlar, tüm cesaretlerine ve ırklarına olan sonsuz bağlılıklarına rağmen Gondor’u kuşatan düşmanların karşısında güçsüzdür. Çok büyük kayıplar vereceklerini bilseler de insanlar Sauron’un dikkatini başka yöne çekerek Yüzük Taşıyıcısı’nın yolculuğunu tamamlamasını sağlamak için hayatlarının en zor savaşında birbirlerine kenetlenirler.
Bütün oyuncuların,bu filmde emeği geçen bütün insanların ellerine sağlık,hepsinin işlerini itina ile yaptıkları aşikar.Bu film için söylenecek en ufak kötü bir yorum bulamassınız.

Başlangıç


Dom Cobb (Leonardo DiCaprio) çok yetenekli bir hırsızdır. Uzmanlık alanı, zihnin en savunmasız olduğu rüya görme anında, bilinçaltının derinliklerindeki değerli sırları çekip çıkarmak ve onları çalmaktır. Cobb’un bu ender mahareti, onu kurumsal casusluğun tehlikeli yeni dünyasında aranan bir oyuncu yapmıştır. Ancak, aynı zamanda bu durum onu uluslararası bir kaçak yapmış ve sevdiği herşeye malolmuştur. Cobb’a içinde bulunduğu durumdan kurtulmasını sağlayacak bir fırsat sunulur. Ona hayatını geri verebilecek son bir iş; tabi eğer imkansız başlangıçı tamamlayabilirse... Mükemmel soygun yerine, Cobb ve takımındaki profesyoneller bu sefer tam tersini yapmak zorundadır; görevleri bir fikri çalmak değil onu yerleştirmektir. Eğer başarırlarsa, mükemmel suç bu olacaktır. Ama ne dikkatle yapılan planlamalar, ne de uzmanlıkları, onları, her hareketlerini önceden tahmin ettiği anlaşılan tehlikeli düşmanlarına karşı hazırlıklı kılabilir. Bu, gelişini sadece Cobb’un görebildiği bir düşmandır.
DiCaprio'nun oyunculuk yeteneğini en usta şekilde sergilediği bu film onun neden yıldız bir aktör olduğunun kanıtıdır.
Ayrıca yönetmen ve senaryo sahibi olan Nolan'ın büyük bir başarıya imza attığını belirterek hakkını teslim edelim.

21 Aralık 2013 Cumartesi

Sen Aydınlatırsın Geceyi



Cemal, Manisa'nın Akhisar kasabasında babasıyla yaşayan ve kendi berber dükkanlarında çalışan bir adamdır. Kendi halinde gibi görünen Cemal'in içine bir sıkıntı çöker, kendisi bile ne olduğunu bilemez... Öte yandan hemen hemen herkesin birbirini tanıdığı bu kasabada, gayet sıradan gibi görünen insanların olağanüstü güçleri vardır. Kimi zamanı durdurur, kimi duvarların ardını görür, kimi ölümsüz. Ama hiçbiri de süper kahraman değildir. Herkes her şeyi bilir ve normal hayatına devam eder...
Onur Ünlü'nün son filmi fantastik ve absürd dram türleri arasında gidip gelen bir yapıya sahip. Oyuncu kadrosunda Leyla ile Mecnun ve Şubat dizilerinden de tanıdığımız Ali Atay, Ahmet Mümtaz Taylan, Damla Sönmez, Serkan Keskin, Nadir Sarıbacak, Cengiz Bozkurt, Demet Evgar, Ercan Kesal ve Tansu Biçer gibi önemli isimleri barındıran filmin senaristliği de yine Onur Ünlü'ye ait. efLÂtunfilm'in yapımcılığında kotarılan film özellikle görsel yönü ve siyah-beyaz çekimi ile ilgi çekiyor.
Türk yapımı olmasına rağmen fantastik türü işlemesi filmi ayrılacıklı kılmıştır.Konu ve kalite bakımından başarılı olmuştur.

Saroyan Ülkesi

Bitlis'ten sürgün edilen bir ailenin çocuğu olarak hayata Amerika'da merhaba diyen ünlü yazar William Saroyan, her zaman özlem duyduğu ancak hiç göremediği memleketini tanımak üzere Anadolu'ya bir yolculuk yapar. 1964 yılında Bitlis'e varmasıyla son bulan bu yolculuk yazarın her zaman hayalini kurduğu ve anlatmaktan geri durmadığı köklerini gerçek anlamda tanıdığı bir sürece dönüşür.
Filmin hikayesi Saroyan'ın bu yolculuğuna tanıklık eden yol arkadaşlarının anlattıkları, kendi kaleme aldığı kişisel hatıralar ve kimi zaman kendi sesinden dinleme şansına eriştiğimiz anılardan oluşurken; yönetmenlik koltuğunda ilk yönetmenlik deneyimini gerçekleştiren Lusin Dink bulunuyor.
Belgesel niteliğinde olan bu film anadolunun karanlık yıllarına ışık tutmakta.

Mavi En Sıcak Renktir


15 yaşındaki Adele'in emin olduğu iki şey vardır; o bir kızdır ve kızlar erkeklerle çıkar. Bir gün büyük meydanda Emma'nın mavi saçlarını fark ediverir ve işte o an hayatının değişeceğini anlar. Kendi ergenlik sorularıyla yapayalnız, bakışlarını kendine ve başkalarının bakışlarını kendine çevirir. Emma'yla yaşadığı aşkı bir kadın olarak, bir yetişkin olarak yaşamaktadır. Fakat Adele ne kendisiyle ne ailesiyle ne de bu absürd dünyayla barış yapmayı becerememektedir. Abdellatif Kechiche tarafından yönetilen filmin başrollerini Léa Seydoux, Adèle Exarchopoulos ve Catherine Salée paylaşıyor.
İzleyicinin gözünde farklı bir yer edinen bu film romantizmi güzel bir şekilde işlemiştir.

Lanet

Ellison Oswalt isimli bir suç yazarı, romanına malzeme toplamak için işlenen korkunç cinayetleri araştırmak üzere, eşi Tracy ve iki çocuğuyla birlikte ülkenin bir ucundan diğerine seyahat eder. Kiraladıkları dairede daha önce yaşayan tüm hane halkı öldürülmüştür. Ellison evin tavan arasında gizemli bir kutu bulur. Bulduğu bu kutunun içinden bir adet projektör ve onlarca video kaseti çıkar. Kasetleri izlemeye karar verir ve karşılaştığı sonuç tüyler ürperticidir. Karşısına çıkan şey daha önce burada yaşayan ailelerinin işkence ve ölümlerini kayda alındığı snuff filmlerdir. Kanı donan Ellison cinayetlerin ardında yatan gerçekleri ortaya çıkarmaya karar verir.
Yapımını Paranormal Activity filminin yapımcılarının yürüttüğü filmin yönetmen koltuğunda The Exorcism of Emily Rose filmiyle tanıdığımız Scott Derrickson bulunuyor.
Korku film serilerinde biri olan Lanet izleyiciy sıradışı hislere kaptırabiliyor.Gerilimin oldukça fazla yaşandığı bir film.

Hayat Boyu

Hayatboyu'nda evlilikleri içerisinde yaşadıkları sorunlara rağmen birbirlerinden kopamayan ve birbirlerine yabancılaşmış bir çiftin; aile, toplum ve sosyal çevreleri içerisindeki durumlarına tanık oluyoruz. İkisi için de ayrılmak belki de en iyi çözüm olacakken, yılların getirdiği alışkanlık ve bağlılık karşılarında öylece durmaktadır. Saat gibi işleyen günlük rutinlerinin arasında kaybolan çiftin önemli kaygılarından biri de üstüne titredikleri kızıdır...
İlk filmi Köprüdekiler ile uluslararası camiada da tanınan genç yönetmen Aslı Özge'nin ikinci uzun metrajlı işi olan filmin iki ana karakterini Defne Halman ve Hakan Cimenser canlandırıyor.
Bazen ayrılığın iyi bişey olabilieceğini film de açık bir şekilde görebiliyoruz.

Ender's Game : Uzay Oyunları


'Ender's Game', 2070 yılında geçen, fütüristik bir film. Dünyaya yapılan bir 'alien' saldırısı sonrasında hayatta kalmak için savaşmaya başlayan insanlık, gezegenlerini ele geçirmeye çalışan 'Buggers' isimli yaratıklara karşı büyük bir mücadeleye girişirler. Görevinde başarılı olmaya çalışan insanoğlu, bu dünyadışı yaratıkları yok etmek için özel olarak çalışacak olan IF isimli seçkin bir ordu kurar. Hikayemizin başkarakteri Andrew Ender Wiggin ise özel yeteneklere sahip bir çocuktur ve bazı çocuklar gibi o da gelecekte bugger'lara karşı savaşması için özel olarak eğitilir.
Orson Scott Card'ın romanından beyaz perdeye uyarlanan filmin senaryo ve yönetmen koltuğunda 2005 yılında çektiği 'Tsotsi' filmiyle 'Yabancı Dilde En İyi Film' Oscar'ını kazanan Gavin Hood bulunuyor.
Güzel bir bilimkurgu örneği ve aksiyon dolu olması izleyici bir an olsun bulantmadan ekran başında tutabilmeyi başarmıştır.

Carrie: Günah Tohumu

Carrie White okulda arkadaşlarının sürekli dalga geçip kötü davrandığı, evdeyse aşırı dindar annesinden zulüm gören bir kızdır. Ama Carrie'nin herkesten sakladığı bir sırrı vardır; çok yoğun psişik güçlere sahiptir. Okul balosunda arkadaşları yine onu sıkıştırmaya kalkınca "ateşle oynanmayacağını" öğreneceklerdir!
"Erkekler Ağlamaz" filminin yönetmeni Kimberly Peirce'in kamera arkasına geçtiği yeniden uyarlanan yapımda psişik güçlere sahip olan Carrie rolünde, genç oyuncu Chloe Moretz'i seyredeceğiz. Kadroda yer alan diğer isimlerse Julianne Moore, Gabriella Wilde, Portia Doubleday ve Judy Greer... Stephen King’in çok satan romanından uyarlanan yapım korku ve gerilimin türünün merakla beklenenleri arasında.
Mistik güçlere sahip bir kızın kendini korumak adına yaptığı kötülükleri kaliteli bir çekimle izleyiciye aktarmıştır.

Bir Vampir Hikayesi

Clara ve kızı Eleanor 200 yıldır insan kanıyla hayatta kalan vampirlerdir. Fakat kimse onların anne-kız olduğunu bilmez, benzerlikleri ve güzellikleriyle kendilerini iki kız kardeş olarak tanıtırlar. Fakat Clara geçmişte takılıp kalmadan sadece geleceği düşünerek yaşamak isterken, Eleanor oradan oraya sürüklenmekten, kaçmaktan sıkılmıştır; artık bir yerde yerleşerek yaşamak ister. İki kişinin öldürüldüğü bir cinayet ortaya çıktıktan sonra bu iki gizemli kadın çareyi taşrada bir İngiliz kasabasına sığınmakta bulur.
Clara bu arada yalnızlık çeken Noel adında genç bir adamla tanışırken, Eleanor da Frank ile dost olur ve ona sırrı açar. Ama taşıdıkları ölümsüzlük çok geçmeden başkalarının da dikkatini çekecektir...
Anne-kız başrollerinde yakın dönemin yükselen iki yıldızı Gemma Arterton ve Saoirse Ronan'ıu seyrederken, filmin yönetmenliğini Neil Jordan üstleniyor. Senaryo ise Moira Buffini'ye ait.
Tpik vampir filmlerinden farklı olması seyirciyi meraklandırıyor.

Turbo

Hayalperest bir sümüklü böceğin en büyük hayali dünyanın en hızlı sümüklü böceği olmaktır. Kendisini diğer arkadaşlarından daha yavaş gören ve bu nedenle dışlanmış hisseden sevimli hayvanın başına sıradışı bir kaza gelir. Kaza sonrasında yaşadığı değişim ise onu hayallerine yaklaştıran şey olur. Küçük kahraman artık kabuğunda saklanmak yerine tüm cesaretini toplayıp kendi türündeki arkadaşlarını bir araya getirir. Artık hayallerini gerçekleştirmenin zamanıdır. Bu arkadaşları için olduğu kadar kendisi için de son derece önemli bir adımdır. Yapması gereken tek şey dünyanın en büyük hız yarışı olan Indy 500'ü ne pahasına olursa olsun kazanmaktır.
Animasyon türündeki filmde karakterlere Ryan Reynolds, Snoop Dogg, Luis Guzman ve Paul Giamatti gibi isimler sesleriyle hayat verirken yönetmenliği ise Madagascar ve Shark serisine senaryoda katkı sağlayan, animasyonun mutfağından gelen David Soren üstleniyor.
Başarılı animasyon filmlerin arasına ismini yazdırmayı başaran Turbo keyifle izleyeceğiniz macera dolu bir film.

Sevgi Taşı

Mehmet, annesinin anlattığı bir masalda geçen Sevgi Taşı'nın gücüne ve büyüsüne inanmakta ve her yerde onu aramaktadır. Masalda, Sevgi Taşı'nın Hz. Süleyman'a ait olduğu ve türlü hastalık ve acılara derman olması için surların arasına saklandığı anlatılagelmektedir. Mehmet'in tek dileği şahit olduğu olumsuzlukları bu taş sayesinde sona erdirmektir. Öte yandan ziraat fakültesini başarıyla bitiren Dicle, Diyarbakır'ın Eğil ilçesine atanır. Altı çocuklu bir ailenin kızı olan ve ailesiyle birlikte bu tarihi surların içerisinde yaşayan genç kadın tesadüf eseri Hakan isimli genç bir adamla tanışır. Hakan, tıp eğitimini tamamlayıp Diyarbakır'da ilk görevine atanan, Eskişehirli varlıklı bir ailenin oğludur. Aralarında kısa süre içerisinde bir ilişki başlar ve evlenme kararına dek ilerler. Ancak Dicle'yi istemeye geldikleri gece olaylar hiç de beklemedikleri şekilde gelişir... Çekimleri Diyarbakır'da gerçekleşen film Dicle ve Mehmet'in hikayesine paralel olarak çeşitli karakterlerin umut öykülerini işliyor.
Bölgenin güzelliklerine şahit olma fırsatı veren bu film sizi hem hayallere sürükleyecek hemde gerçeklikten koparmayacaktır.

Last Vegas

Billy, Paddy, Archie ve Sam çocukluklarından beri çok iyi dost olan üç adamdır. Ekibin yeminli bekarı Billy 30 yılı aşkındır sevgilisi olan kadına evlenme teklif ettiğinde, bu çılgın dörtlü bekarlığa veda için Las Vegas’ın yolunu tutar. Yaşları umurlarında bile değildir, onlar yaşamlarının altın çağlarındadır. Fakat “günahlar şehrine” adım attıklarında, pek çok şeyin değiştiğini göreceklerdir. Ve dostlukları hayal bile edemeyecekleri testlerden geçecektir. Adam Brooks ve Dan Fogelman’ın ortak senaryosu ile hayata geçen çılgın komedi filminin yönetmenliğini Jon Turteltaub üstlenirken, başroldeki dörtlüyü ise Michael Douglas, Robert De Niro, Morgan Freeman ve Kevin Kline canlandırıyor.
4 arkadaşın başından geçen hikayeyi anlatan bu film sizi kendinizden geçirecek.

Mc Dandik

Öksüz ve yetim bir çocuk olarak büyüyen Dandik, hayatı boyunca çeşitli sorunlarla karşılaşmış ve herbirini tek başına halletmeyi başarmıştır. Bir gün seneler önce kaybettiği çocukluk aşkı Aslı ile karşılaştığında ise hayatı değişir. Dandik, aşkının peşinden gitmeye kararlıdır ancak o esnada karşısında beklenmedik bir düşman vardır. Bu kötü adamı alt etmeye çalışırken çeşitli zorluklar ve engellerle karşılaşır ancak aşkından vazgeçmeyi bir an bile aklından geçirmez. Dandik'in tek isteği mutlu bir hayat kurmaktır ve bu yolda tek yardımcısı en yakın arkadaşı Fiko olacaktır.
Yönetmenlik koltuğu ve senaryo aşamasında Ragga Oktayve Cem Yaz ikilisinin bulunduğu filmin oyuncu kadrosunda Ragga Oktay, Zerrin Arıkan, Sümer Tilmaç ve Lemi Filazof gibi isimler bulunuyor.
Ragga Oktayın imzasını taşıyan bu film Ragga nın başarıya ne kadar aç olduğunu kanıtlamaktadır.Büyük zahmetler le ve özenle yapıldığı gözlerden kaçmamakta.

Bir Hurdacının Hayatı


Nazif, ailesinin geçimini sağlayabilmek için yaşadığı kasabanın gerek orman gerekse sokaklarında bulduğu her şeyi küçük bir dükkana satarak yaşam mücadelesi veren bir babadır. Halihazırdaki iki kızının yanısıra, eşi üçüncü bir çocuğa hamiledir ve çoğu zaman ailesine yiyecek sağlamakta dahi zorluk çekmektedir. Günün birinde eve döndüğünde karısının pek iyi bir durumda olmadığını fark eden Nazif, soluğu hastanede alır. Doktorların sunduğu tablo ise bir hayli iç karartıcıdır. Karısının durumu ciddidir ve bir an evvel ameliyat olması gerekmektedir. Sağlık sigortası bile olmayan Nazif, küçük bir servet değerindeki bu operasyonu karşılamanın yolunu bulmak zorundadır.
Filmin yönetmenliği ve senaryosu No Man's Land ve Shell Shock filmleriyle tanıdığımız Bosnalı sinemacı Danis Tanovic'e ait.
Zor durumda olan bir ailenin içler acısı dramını izlerken dözyaşlarınıza hakim olamayabilirsiniz.

Arkadaşlar Arasında


Yakın zaman içerisinde doğum gününü kutlayacak olan Ayhan'a arkadaşları güzel bir sürpriz planlarlar ve kutlama için ıssız bir koyda rakı masası hazırlanır. 30 yaşına basacak olan Ayhan hayatla ilgili kaygılar taşımakta ve yaşamını sorgulamaktadır. Arkadaşları Deniz, Cenk ve Barış da ondan farklı bir durumda değildir. Her birinin gerek ailevi gerekse kişisel, çözümleyemedikleri bazı sorunları vardır. Kimi baba olmaya hazır değildir, kimiyse ailesini geçindirmek ya da sevdiği kadından ayrılmak zorundadır. Ayhan'ın doğumgünü akşamı herkes biraraya gelir ve gece eğlenceli başlar. Ancak alkolün ve birarada olmanın etkisiyle herkes o güne dek anlatamadığı şeyleri dışa vurmaya başlar. Geçmişin üzücü hatıralarının ya da bugünün dertlerinin paylaşıldığı bu sohbet, gelecek planlarıyla sona erer. O günden sonra hayatlarını yoluna koyma ve her sene bu etkinliği yineleme sözü vererek ayrılırlar. Hayatları o gece rakı masasında planladıkları gibi ilerleyecek midir?
Dram ve komedinin bu denli kaynaşması ilgi çekici olmakla beraber her sahne devamını merakla bekleyeceksiniz.

Özür Dilerim

Selim, kırklı yaşlara adımını atmış zihinsel engelleri olan bir adamdır. Annesi Neriman'ın büyük bir özveriyle yetiştirdiği Selim, her daim annesinin ve ailesinin üzerine titrediği şey olmuştur. Şimdilerde erkek kardeşi Zafer evlenmek üzeredir ve bu durum ilginin Zafer'e geçmesi demektir. Zafer kendisine çaresizlikle bağlı olan sevgilisi Hale ile evlilik adımları atarken ailenin odaklandığı tek durum bu olur. Ne var ki düğün günü gerçekleşen bir hadise her şeyi altüst edecektir. Selim sessizce ortadan kaybolarak, aile fertlerini daha önce farkında olmadıkları gerçekleri keşfedecekleri hüzünlü bir kadere sürükler. İlk filmi Eylül ile Altın Koza'da En İyi Yönetmen ödülüne layık görülen Cemil Ağacıkoğlu'nun ikinci uzun metraj denemesi olan filmin oyuncu kadrosunda Güven Kıraç, Köksal Engür ve Sema Poyraz gibi usta isimler yer alıyor.
Film gerçek hayatı birebir yansıtmasıyla güzel bir örnektir.Gerçeklikten kopmaması izleyiciyi karakterin yerinde ya ben olsaydım düşüncesine rahat bir şekilde sokabiliyor.

Yozgat Blues

Yozgat, Yavuz ve Neşe'nin hikayesinin başladığı ya da bittiği yerdir... Aldıkları bir iş teklifi sonrasında Yozgat'a taşınan müzik öğretmeni ve şarkıcı Yavuz ve öğrencisi Neşe hayatlarının önemli bir dönüm noktasına adım atmak üzeredir. İcra ettikleri müzik türüyle bu yeni şehirde kimsenin ilgisini çekemeyen ikilinin çabalarına, buraya taşındıkları ilk günlerde tanıştıkları Sabri'nin yardımları da eklenir ancak sonuç yine olumsuzdur. Bu olumsuz sonuç beklenmedik gelişmeleri de beraberinde getirir...
Filmin yönetmen koltuğunda ilk uzun metraj çalışması Uzak İhtimal ile büyük beğeni kazanan ve İstanbul Film Festivali'nde Altın Lale ödülüne layık görülen Mahmut Fazıl Coşkun bulunuyor. Başrollerinde ise son dönemin başarılı isimlerinden Ercan Kesal, Ayça Damgacı ve Tansu Biçer yer alıyor.
Herşeye rağmen birşeylere kalpten inanarak yapan insanların hikayesi gerçekten ilgi çekici.

Kahraman İkili


Çocuk filmi

Free Birds, özgürlükleri için menülerden hindi yemeğini kaldırma amacıyla bir araya gelen ve zamanda yolculuk yapan iki hindinin eğlenceli öyküsünü konu ediniyor. Reggie son derece mutlu ve sorunsuz bir hayat sürerken kendisini yılbaşı ziyafeti için Beyaz Saray'da hazırlanırken bulur. Bir gün Jake isimli başka bir hindi tarafından kaçırıldığında ise orada bulunmasının asıl nedenini öğrenir. Reggie, yemek masasının onur konuğu olmaktan ziyade masanın sıradan yemeklerinden biri için kullanılacaktır. Reggie ve Jack kafa kafaya verip devasa binadan kaçmaya karar verirler, bu sırada da evin bir köşesinde yer alan hükümete ait gizli bir labaratuarla karşılaşırlar. Labaratuarda bulunan zaman makinesi onları 1621 yılına, yılbaşında ilk kez fırında hindi yapıldığı tarihe götürür.
Filmin Türkçe seslendirmesinde Hindi Reggie'ye ünlü şarkıcı Murat Boz hayat verirken, Jack'i ise deneyimli dublaj sanatçısı ve oyuncu Uğur Taşdemir seslendiriyor.
Çocuklarınıza izletmenizi tavsye ettiğimiz bu film hem güldüren hem de düşündüren özelliği ile ön plana çıkmaktadır.

Yarım Kalan Mucize

Yönetmenliğini Biket İlhan’ın üstlendiği film, 1940’lı yıllarda geçiyor ve resmi olarak 2. Dünya Savaşı'na girmese bile dolaylı olarak derinden etkilenen Anadolu’nun insanlarına odaklanıyor. Hikaye, Anadolu'nun çeşitli yerlerinde kurulan ve cehaletten kurtulmuş bir nesil yetiştirmeyi amaç edinen köy enstitülerinden birinde geçiyor ve bu yıllarda küçük bir köyde yaşayan genç bir kızın, tüm zorluklara rağmen eğitimine devam etme azmine tanık oluyoruz. Ancak okumaya çalışan bir grup öğrenci ve kendilerini eğitime adayan öğretmenlerinin bu hedefi, çevre halkının şiddete kadar varan itirazlarına neden olacaktır.
Filmin başrolünü, yapımcılığını da üstlenen Nihan Belgin sırtlanırken kadroda kendisine Yetkin Dikinciler, Dolunay Soysert, Umut Beşkırma ve Ayten Uncuoğlu eşlik ediyor.
Günümüzde çok yaygın olan öğrenme fırsatın o dönemde ne kadar kısıtlı olduğunu anlayabilirsiniz ve günümüz bilgi çağında olduğunuz için kendinizi bir anlamda çok farklı ve şanslı hissedeceksiniz.

Benim Dünyam

Ela, henüz iki yaşındayken geçirdiği hastalık nedeniyle hem gözlerini hem de duyma yetisini kaybeder. Bundan sonra çevresiyle tamamen uyumsuz biri olarak yetişir. Bu durum genç kızı iyileştirmek için hayatını adayan Mahir Hoca ile tanışana dek devam eder...
Yapımı TMC film tarafından yürütülen ve başrollerinde Uğur Yücel ve Beren Saat'in bulunduğu film, Hint yapımı bol ödüllü Black (2005) filminden uyarlanıyor. Beren Saat'in doğuştan kör, sağır ve dilsiz başkarakteri canlandırdığı, Uğur Yücel'i ise genç kızın hayatına girip ona engellerinden sıyrılıp yaşamayı tanıtan öğretmen rolünde izleyeceğimiz filmin yönetmen koltuğunda da Uğur Yücel bulunuyor.
İnsanlara  bakış açımızı değiştirebilecek bu film bazı şeylerinde farkına varmamızı sağlayacaktır.
Kendinizin ne kadar değerli olduğunu farkedeceksiniz.

Niko 2: Küçük Kardeş, Tatlı Bela

Çocuk filmi

Noel günün gelmek üzeredir ve küçük ren geyiği Niko'nun ailesinin bir araya gelecek olmasından dolayı oldukça mutludur. Ancak bunun yerine annesi Oona, yeni partneri Lenni ve onun küçük oğlu Jonni ile birlikte çıkagelir. Niko tam bir hayalkırıklığına uğrar, artık tek dileği sinir bozucu Jonni'nin bir an önce ortadan kaybolmasıdır. İlginçtir ki dileği bir anda kabul olur ve Jonni, kötü beyaz kurdun çetesi tarafından kaçırılır. Ne var ki bu aslında büyük bir talihsizliktir çünkü Jonni, ona bakması için görevlendirildiği sırada ortadan kaybolmuştur. Şimdi Noel öncesi kaybolan Jonni'yi bulmak ve işleri yoluna koymak sadece Niko'nun görevidir. Macera dolu bu yolculuğa yalnız çıkması mümkün değildir. Arkadaşlarıyla birlikte çıktığı bu soluksuz serüvende Niko, dostluğun ve aile değerlerinin de önemini anlayacaktır.
Aile filmi olduğu için çocuklarınıza rahatlıkla izletebileceğiniz bu film 4 ülkenin katılımıyla çekilmiştir.

Ayas

Altı yaşındaki Ayas'ın başından geçen maceraları konu alan filmde, Ayas'ın akrabalarıyla dolu apartımanına ve İstanbul sokaklarında yaşadığı eğlenceli maceralara konuk oluyoruz. Film, seyirciyi Ayas'ın en sevdiği arkadaşları olan kuzenleri Mustafa ve Özgür'ün yanısıra annesi ve babası başta olmak üzere tüm ailesiyle tanıştırıyor ve geleneksel sokak kültürü ve oyunlarına davet ediyor.
Ayas, Türkiye yapımı ilk animasyon çocuk filmi olma özelliğine sahip. Çizgi film karakteri Pepe'nin maceralarına ele alan çizgi film serisinin yaratıcısı olan Düşyeri Çizgi Film Stüdyosu'nun yapımını yürüttüğü projenin başında şirketin kurucusu Ayşe Şule Bilgiç yer alıyor.
Çocuklarınıza bu tarz filmleri izletirken farklı kültürlerden etkilenmesinde korkuyorsanız eğer bu film bu konuda gerçekten başarılı olmuştur.Kendi kültürümüzle dolu olan bu film çocuklarınızın öğrenerek ve heyecanla izleyeceğini düşünüyoruz.

Açlık Oyunları: Ateşi Yakalamak

Katniss Everdeen'in distopik ve bir o kadar da despotik dünyada geçen hayatta kalma hikayesi, serinin ikinci filminde de devam ediyor. Katniss ve yoldaşı Peeta 74. Açlık Oyunları'nı kazandıktan sonra sorunsuz bir şekilde evlerine dönmeyi başarırlar. Ancak bu galibiyet her şeyden önce Zafer Tutu yapmalarını gerektirmektedir. Her bölgeyi ayrı ayrı ziyaret ettikleri bu yolculuk sırasında Katniss, büyük bir ayaklanmanın ilk işaretlerine şahit olur. Başkaldırmanın ilk ipuçlarını gören Başkan Snow ise direnişi engelleyecek çareler aramaya başlar. Yeni Açlık Oyunları ile ilgili beklenmedik 'sürprizler' tasarlayan Snow 75. yılını kutlayacak Açlık Oyunları'nda, 25 yılda bir düzenlenen Çeyrek Asır Oyunları'nın (Quarter Quell) üçüncüsünün yapılacağını duyuracaktır. Galibiyetinin tadına dahi varamadan yeni bir hayatta kalma mücadelesine sürüklenen Katniss bu kez Açlık Oyunları'nın en yeteneklileri ve zekileri arasında hayatta kalmak için savaşacaktır.
Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Açlık Oyunları serisinin ikinci filminde kadroda yine Jennifer Lawrence, Liam Hemsworth, Josh Hutcherson ve Woody Harrelson yer alırken yönetmen koltuğunda bu sefer ilk filmden farklı olarak Francis Lawrence oturuyor.
Film 2 buçuk saat olmasına rağmen izleyici ekrana kilitlemeyi başarmıştır.Aksiyon,Dram ve Bilimkurgu'yu bir arada çok başarılı bir şekilde harmanlayabilmiş.

Dinozorlarla Yürümek 3D


Patchi, doğduğu sürünün en küçük üyesidir, dahası beraber büyüdüğü dinozor çocukların içinde hneüz en güçsüz ve çelimsiz olan da odur. Paçi kendisinden büyük ve güçlü erkek ve kız kardeşleriyle, vahşi ve sürprizlerle dolu bir dünyayla, kurnaz Trudon ve acımasız Gorgozor gibi yırtıcı dinozorlarla hep bir mücadele içindedir. Göç yolunda babaları Buldozer’i kaybettikten sonra Paçi, büyük ağabeyi Huysuz, kız arkadaşı Cimcime ve onlara yol gösteren kuşları Alex’le yola devam ederler. Heyecan verici ve aynı zamanda komik bir dizi maceranın sonunda aileleriyle bir araya gelirler. Ama Paçi biricik, çok sevdiği kız arkadaşı Cimcime’yi yolda kaybetmiştir ve bir yetişkin olana kadar da karşılaşmazlar. Cimcime artık Paçi’nin büyük ağabeyi Huysuz’un sürüsündedir – ki Huysuz artık Paçi’nin en büyük rakibidir.3D olarak çekilen filmin yönetmen koltuğunda Neil Nightingale ve Barry Cook ikilisi oturuyor.
3 ayrı ülkenin işbirliği ile çekilen bu film gerçekten başarıyı yakalayabilmiştir ayrıca izleyicelere 3D izleme imkanı sunması farklı bir ayrıcalıktır.

Kedi Özledi

Film, birbirlerini çok seven ancak ilişkilerinde sorunlar yaşayan bir çiftin, bir kedi aracılığıyla ilişkilerini onarmaya çalışma sürecini anlatıyor. Otuzlu yaşlarında olan Kıymet ve Kadir, üniversite bittikten sonra tanışmış ve o andan sonra da hiç ayrılmamıştır. Ne var ki çevrelerindekiler için 'örnek ilişki' timsali olan bu birliktelik, Kadir'in arkadaşlarının sınırları zorlayan çapkınları nedeniyle sorunlarla karşılaşmaya başlar. Geldikleri son aşama ise iki tarafın da aklına gelmeyecek türden karmaşıktır.
Yönetmenliğini Mustafa Şevki Doğan'ın üstlendiği Kedi Özledi, yönetmenin uzun süredir üzerinde çalıştığı üçlemenin ilk filmi. Romantik Komedi türündeki filmde İlker Ayrık, Algı Eke, Selim Erdoğan ve Oya Aydoğan gibi isimler rol alıyor. Filmin senaryosuna ise Baykut Badem ve Filiz Ekinci imza atıyor.
İlker Ayrığın bu tarzda filmi olduğunu söyleyemeyiz onun yeteneğini bu şekilde kullanması izleyici yeterince şaşırtmakta.

Sürgün

1964 yılının Büyükadası'nda geçen hikaye, zengin bir Rum ailesinin kızı olan Eleni ile adada yaşayan bir faytoncunun oğlu olan Sedat arasındaki imkansız aşkı konu ediniyor. Çocukluklarından bu yana birbirlerine aşık olan Eleni ve Sedat, birlikte Edebiyat Fakültesi'nde okurlar ve yakın zamanda mezun olacaklardır. Sedat babasını ikna eder ve Eleni'yi istemeye giderler. Ancak babası Stavro bu evliliğe kesinkes karşıdır. Sorun hem iki aile arasındaki inanç farklılıkları hem de maddi uçurumdur. Tam da bu sırada Türkiye ve Yunanistan ilişkileri iyiden iyiye bozulmaya başlar ve Türk hükümeti tarafından çıkarılan yasa gereğince Yunan vatandaşların ülkeyi terk etmesi gerekir. Bu durum başta Eleni ve Sedat arasındaki aşk olmak üzere birçok ailenin hayatını değiştirecektir.
Erol Özlevi'nin yönetmenliğini yaptığı filmin başrollerinde Tolgahan Sayışman ve Saadet Işıl Aksoy yer alıyor.
İçinde aşk,dram ve tarih barındıran bu film dönemim siyasal hayatına da ışık tutmakta.O dönemde iki farklı insanın aşk hayatının nasıl olabileceğini göstermekte.

20 Aralık 2013 Cuma

Hükümet Kadın 2

Hükümet Kadın 2'de ilk filmde yaşananların 7 yıl öncesine gidiyor; Xate ve kocası Aziz Veysel'in Faruk ile olan azılı mücadelesine tanık oluyoruz. Xate'in Güneydoğu'nun ilk kadın belediye başkanı olmasına henüz yedi yıl vardır ve şimdilik belediye başkanı Aziz Veysel'in eşi olarak yaşamaktadır. Faruk'un bitmek bilmeyen koltuk sevdasının kökeni de bu günlere dayanmaktadır. Xate, sıradan sabahlardan birinde Aziz Veysel'i evden uğurlarken beklenmedik bir sürprizle karşılaşır. Bu kötü sürpriz de Xate ve Faruk'u bir kez daha karşı karşıya getirir. Daha da beklenmedik olanı ise tüm kasabalıyı şaşkına çeviren 'erken seçim' kararıdır.
Ünlü oyuncu Sermiyan Midyat'ın kendi babaannesinin yaşamından esinlenerek kaleme aldığı Hükümet Kadın filminde, Güneydoğu'nun ilk kadın belediye başkanı olan Zekiye Midyat'ın hikayesini izlemiştik. Devam filminin başrollerinde bir kez daha Demet Akbağ'ın ve Sermiyan Midyat yer alıyor.
Birinci filmin devamı olarak
Film o dönemde devlet,ordu ve halkın iyi geçinemediğini açık bir şekilde gözler önüne serdiği aşikardır.
Ayrıca o döneme tarihi bir bakış açısıyla yaklaşmakta ve o dönemin siyasal hayatını merak edenlerin merakını yeterince giderebilmekte.

Su ve Ateş

Dil eğitimi için Londra'ya giden ve eğitimi bittikten sonra da orada yaşamaya devam eden Yağmur, Kemal'le tesadüf eseri bir uçakta karşılaşır ve tesadüfler peşlerini bırakmaz. Yağmur, çok az tanıdığı ve gizemli bir yönü olduğuna inandığ Kemal'e aşık olmuştur ve aralarında bir ilişki başlar. Hayatına giren diğer adamlardan farklı olan Kemal'in ise Yağmur'dan sakladığı çok büyük sırlar vardır. Londra'da rüya gibi günler geçiren çiftin, bugünleri kısa sürede geride kalacaktır. Asıl adı Haşmet olan Kemal, büyük bir aşiret hesaplaşması ve kan davasının içerisindedir. İki aşiretin, kanı karşılıklı olarak durdurması da tamemen Haşmet'e bağlıdır. Yağmur'u da içine sürükleyecek karanlık olaylar ise kapıdadır...
Yapımı Avşar Film ve DNZ Film ortaklığında gerçekleştirilen projenin başrollerini Yasemin Allen ve Özcan Deniz paylaşırken, yönetmen koltuğunda yine Özcan Deniz oturuyor.
Özcan'ın başarılı,romantik ve bir o kadar da sürükleyici film serisine bir yenisini yine başarıyla eklemiştir.Tebrikler!

Bu İşte Bir Yalnızlık Var

Gençliğinde uzun süre bir müzik grubunda gitar çalıp beste yapan Mehmet, 30'lu yaşların sonuna geldiğinde hem müziği bırakmış hem de aile hayatında zor zamanlar geçiren birine dönüşmüştür. Eşiyle boşanıp müziği bırakır; maddi anlamda da bitik durumdadır ve bu süreçte kendisini hayata yaklaştıran tek şey kızı Ezgi'dir. Bu nedenle hiç istemese de anlaşamadığı eski eşiyle sık sık görüşmek zorunda kalır. Özel ders vererek ya da gitar tamiratı yaparken hayatını sürdüren Mehmet, uzun yıllardır birlikte oldukları arkadaşları Ayşe ve Orhan çiftiyle aynı apartmanda oturmaktadır. Evliliklerinde sorunlar yaşayan Ayşe ve Orhan'ın tartıştığı akşamlardan birinde Orhan'ın evi terk etmesi işleri karıştırır. Mehmet değer verdiği Ayşe'ye yardımcı ve destek olabilmek için sürekli yanında olur; aradan günler geçer ve birlikte Orhan'ı aramaya koyulurlar. Tam bu esnada çok sevdiği bir dostunu kaybettiği haberi gelir ve aynı zamanda bir iş teklifi alır. Mehmet hiç istemese de bu işi kabul etmek zorundadır; öte yandan Ayşe ile olan ilişkisi günden güne tuhaflaşmaktadır...
Tuna Kiremitçi'nin aynı adlı romanından, senarist ve sinema eleştirmeni Burak Göral tarafından uyarlanan filmin yönetmeni, Romantik Komedi filmini de yönetmiş olan Ketche; başrolleri paylaşan isimler ise Engin Altan Düzyatan ve Özgü Namal.
Dram örneğini veren çok güzel bir konulu filmdir.

Erkekler

Adem Yunus kariyeri başarılarla dolu olan ünlü bir avukattır. Mutlu bir evliliği varken yaptığı bir hata her şeyi mahveder. İlişkisinde hiçbir sorun yokken karısını aldatan Adem, bu hareketi karşısında herkes kadar şaşkındır. Bunun sonrasında erkeklerin doğasını incelemeye başlar ve erkeklerin neden kadınları aldattığını çözmeye kararlıdır. Ünlü ve başarılı bir psikiyatr olan Nazım'la yolları da böylece kesişmiş olur. Adem diğer erkeklerden pek de farklı olmayan sıradan hikayesini anlatmaya başladıkça, evliliğinde ve aile ilişkilerinde sorunlar yaşayan Nazım'ın da bu sorunlarla yüzleşmesini sağlar.
Çektiği Fetih 1453 filmiyle sinema tarihinde bir gişe rekoruna imza atan Faruk Aksoy, bu kez erkeklerin dünyasını merceğine alan bir komedi filmiyle üç yılın ardından sinemaya geri dönüyör. Aksoy Film'in yapımcılığında gerçekleşen filmin başrollerinde başarılı oyuncular Ali Poyrazoğlu, Fikret Kuşkan ve Asuman Dabak bulunuyor.
Tpik erkeklerin konusunu işleyen bu film aile sorunlarına en iyi şekilde değinmiştir.

Tamam mıyız?

İhsan bedensel engeli nedeniyle annesine bağımlı olarak yaşamak zorunda olan ve içerisinde kısılıp kaldığı bu hayata günbegün daha fazla küsen genç bir adamdır. Hayalleri vardır; asla gerçekleşmeyeceğini düşündüğü bu hayallerin uktesi ve annesine yük olduğu fikrinin ağırlığıyla yaşamdan kopmaktadır. Temmuz ise idealleri doğrultusunda baba evinden ayrılan ve bu süreçte ayaklarının üzerinde durmak için çabalayan bir heykeltıraştır. Geçinebilmek amacıyla çocuk romanlarında çizerlik yapar ve iyi gittiğini sandığı bir ilişkisi de vardır. Bir anda sevgilisi tarafından terk edilmesi ve elindeki işi kaybetmesi hayatını daha da altüst eder. Temmuz ve İhsan'ın yolları hayatlarının böylesine karanlık bir döneminde kesişir ve bu tesadüf ikisinin de yeniden doğmasını sağlar.
Yerli sinemamızın sevilen ismi Çağan Irmak'ın son filmi olan yapımın senaryosu da Irmak'a ait. Filmin başrollerini Aras Bulut İynemli ve Deniz Celiloğlu paylaşırken, oyuncu kadrosunda göze çarpan diğer isimler ise Sumru Yavrucuk, Aslı Enver ve Gürkan Uygun.
iki insanın yeniden doğuşunu en iyi örenekle anlatan bu film izlenmeye değerdir.

Hobbit: Smaug'un Çorak Toprakları


Hobbit üçlemesinin ilk filmi olan Hobbit: Beklenmedik Yolculuk'un devam filmi olan yapımda Shire’lı Hobbit Bilbo Baggins, Thorin Meşekalkan’ı ve beraberindeki 12 cüce ile çıktığı yolculuğu doğuya, Kuytuorman’a doğru sürdürmektedir. Ejderha Smaug’un yıllardır hüküm sürdüğü Yalnız Dağ’a ve kayıp Erebor Cüce Krallığı’na ulaşmak için atıldıkları macerada başlarına yine akıl almaz belalar gelecektir. Ormanın girişinde Büyücü Gandalf’tan ayrılmak zorunda kalan ekip, dev Örümcek sürünün ağlarından kurtulduklarını sanarlarken, savaşı orman elflerinin esiri olurlar. Bu arada güçleri her geçen gün artan Azog ‘un liderliğindeki Ork’lar da, güvenli gibi görünen Elf krallığında dahi, cücelerin bir an olsun peşlerini bırakmazlar. Hem hayatta kalma savaşı veren hem de Göl kasabasına, ardından da Yalnız Dağ’a ilerlemeye çalışan cüceler ve Bilbo’yu bekleyen esas ve en zorlu düşman ise şüphesiz ki ateşlerin efendisi Ejderha Smaug’dur. Altınları altında sürdürdüğü derin uykusundan uyanan Smaug’u alt etmek ve Arkantaşı’na ulaşmak mümkün olacak mıdır?Peter Jackson'ın yönetmenliğindeki filmin uyarlama senaryosu ise Jackson'ın yanı sıra yine Fran Walsh, Philippa Boyens ve Guillermo del Toro'dan oluşan ekibe emanet. Martin Freeman (Hobbit Bilbo Baggins), Ian McKellen (Gandalf), Richard Armitage (Thorin Meşekalkan), Aidan Turner (Kili), Sylvester McCoy (Radagast), Peter Hambleton (Gloin) gibi oyuncular yine karşımıza çıkarken, Luke Evans, Evangeline Lilly, Orlando Bloom ve ejderha Smaug'a sesiyle hayat veren Benedict Cumberbatch bu filmin yeni yüzleri.
yüzüklerin efendisinin devamı olarak görünen bu film film serileriini oluşturmak için bir altyapı niteliğindedir o yüzden ımdb oranını gözardı edebilirsiniz.

Son Durak


Birkaç siyahi genç, San Francisco kentinin Oakland bölgesinde yer alan Fruitvale adlı BART geçiş istasyonunda protesto eylemi yaparlar. Polisler tarafından geri püskürtülmeye çalışılan eylemcilerin sesi, duyulan birkaç el silah atışıyla kesilir. Sonrasında 22 yaşında olan ve Area Körfezi bölgesinde yaşayan Oscar ile karşılaşırız. Dünya henüz Noel arifesindedir, fakat Oscar, Hayward'da işleri yoluna koymakla mücadele etmektedir. 2008'in son gününde yanında ailesi, arkadaşları, düşmanları ve hatta tanımadığı yabancıları alarak 'sınırları' geçecektir. Oscar'ın gidişi ise sadece ailesi ya da yakınlarını değil, tüm Amerika'yı derinden sarsacaktır.
Genç sinemacı Ryan Coogler'ın yazıp yönetmenliğini üstlendiği film, dünya prömiyerini 2013 Sundance Film Festivali'nde gerçekleştirdi.
ımdb'sine aldanmamanızı öneririz,film seyredilmeye değer.

Constantine

Başrolünde Keanu Reeves'ın oynadığı film, cehennem ve gerçek dünya, iblisler, melekler ve şeytan arasında gidip gelen konusuyla taşıdığı fantastik öğelerinin yanı sıra aksiyon ve gerilim öğelerini de içinde barındırmaktadır.
Keanu Reeves'ın canlandırdığı karakter olan ve filme de adını veren John Constantine özel bazı yeteneklere sahiptir. Bu yetekler sayesinde dünyada dolaşan melez melek ve iblisleri tanıyabilmektedir ve bir gün yolu ölen ikiz kız kardeşinin intiharına bir türlü ikna olmayan dedektif Angela Dodson'la (Rachel Weisz) kesişir. Bundan sonra olaylar Isabel Dodson'ın ölümünün izinden cehennem ve gerçek dünya arasında gelişir.
Keanu Reeves'in Muhteşem oyunculuğuyla film,bütün övğüleri fazlasıyla hak ediyor.
Ayrıca film fantastik film konularına örnek teşkil edecek kalitededir.

Esaretin Bedeli

Şaibeli bir şekilde karısını öldürmek suçundan Shawshank hapishanesine gönderilen Andy Dufresne (Tim Robbins), burada hiç alışık olmadığı bir hayat mücadelesi vermeye başlıyor. Hapishanede tanıştığı Ellis Redding (Morgan Freeman) onun en yakın dostu oluyor ve kendi deneyimleriyle Dufresne'e mücadele gücü veriyor. Film, Stephen King'in aynı adlı romanından sinemaya uyarlandı ve gösterildiği ülkelerde büyük ilgiyle karşılandı ve 7 dalda Oscar'a aday gösterildi.Film mütevazi kadrosuyla dikkat çekiyor.
IMDB sıralamasında en üst sırada yer almayı başaran bu film tüm film yorumcuları tarafından beğeniyle karşılanmıştır.

Düğün Dernek

Orta Anadolu'daki bir köy düğününde dünyanın çivisi çıkar ve planlanan evlilik sürprizler doğurmaya başlar."
BKM yapımı komedi filmi olan Düğün Dernek’in yönetmeni ve senaristi de İşler Güçler dizinin yönetmeni Selçuk Aydemir. Filmin çekimleri Sivas ve İstanbul'da gerçekleştirildi. Komedi türündeki filminin başrolünü Çalğı Çengi filminden tanıdığımız Ahmet Kural ve Murat Cemcir paylaşıyor. Filmde ayrıca; Rasim Öztekin, Devrim Yakut, Barış Yıldız, İnan Ulaş Torun, Şinasi Yurtsever ve Açelya Samyeli Danoğlu oynuyorlar. Dört yakın arkadaşın kafa kafaya verip imece usülü bir düğün yapmaya çalışması ve bu süreçte beklenmedik durumlarla karşılaşmasını anlatıyor.usta tiyatrocuların bu ikili için "eskiden metin ile tekin vardı,şimdi ise bu ikile aynı görevi yerine getiriyor" övgüsünü almıştır.

Parker

Parker, bildiklerinizden Farklı Bir hırsız. Onun Ahlaki Değerleri var, fakirden zaten çalmıyor mecbur kalmadıkça kimsenin canını yakmıyor ettik. Fakat adam öldürmeyi sevmeyen, isini mumkun mertebe Kansız'a yollardan çözmeyi yedi Parker'a Beraber soygun yaptıkları Ekip ve Arkadaşları Büyük Bir kazık atınca IŞIN rengi değişiyor! Ne Kadar merhametli Olsa da, simdi Sıra Kendi yöntemleriyle intikam almakta. Ustelik bol Suç aksiyon dolu macerada yalnız da degil ettik. Paraya İhtiyacı Olan güzel emlakçı Leslie, bir, mücevher soygunu planıyla karşısına Çıkıyor met Plani Uygulamaya İkna Ediyor! Parker'ı ettik  
Yönetmenliğini Şeytanın Avukatı, Ray Gibi Ödüllü yapımlara imza atmış income oscarlı sinemacı Taylor Hackford'ın üstlendiği aksiyon ettik Suç Filminin baş rolünde imkb Artık met filmlerin gediklisi Jason Statham üstlenirken kendisine Latin yıldız Jennifer Lopez'in Eşlik Ediyor income. Wendell Pierce, Nick Nolte ... Michael Chiklis kadroda ÖNE Çıkan Diğer isimler...
Ve jason statham aksiyon film serilerine bir yenisini başarıyla eklemiştir.